Zazalar
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Konu başlıkları |
[değiştir] Zazalar’ın yaşadığı coğrafya
1965 Genel Nüfus Sayımında anadili Zazaca olanlar 150,644 ikinci dili Zazaca olanlar 20,413 gösterilmiştir. Fakat Ethnologue'ya gore Zazalarin nufusu 2,5 milyonu gecmektedir. Zazalar ağırlıklı olarak Tunceli, Bingöl, Erzincan, Elazığ, Kuzey-Diyarbakır illerinde yaşarken, Kangal, Zara, Ulaş ve İmranlı (Sivas), Kelkit, Şiran ve Gümüşhane, Hınıs, Çat, Aşkale (Erzurum), Gerger (Adıyaman), Pötürge ve Arapkir (Malatya), Mutki (Bitlis), Sason (Batman), Sarız (Kayseri), Aksaray ilçelerinde de meskendirler. Bunun dışında İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir ve birçok ilçeye göçetmiş Zaza mevcuttur. Almanya, Avusturya, İsviçre, Hollanda, Belçika, Fransa, İsveç, Danimarka gibi Avrupa ülkelerinde de 300.000 Zaza'nın yaşadığı tahmin edilmektedir. Cambul (Kazakistan) ve Batum (Gürcistan) bölgelerinde de 1944’te Zazalar’ın yaşandığı söylenmektedir.
[değiştir] Zazalar'ın Sınıflandırılması Üzerine Tartışma
Zazalar'ın Sınıflandırılması politik bir tartışma konusudur. Bu tartışmada iki grup vardır. Birinci grup Zazaları başlı başına ayrı bir etnisite olarak görmekte; ikinci grup ise Zazaları Kürt olarak saymaktadır.
1) Zazaları bir halk olarak kabul edenlerin argümanları:
Zazaca üzerine Türkiye’de, özellikle siyasette bir Kürt lehçesi olarak bilinen bir statüko mevcut. İrani dillerin dilbilim dalı olan İranoloji’ye göre ise Zazaca bir Kürt lehçesi veya dili değil, başlıbaşına bir dildir. Kürtler’in siyasi ve sayısal olarak Zazalar’a göre daha üstün olması, Zazalar’ın ve Zazaca’nın varlığı konusunda epey bir dezavantaj oluşturmuştur. Zazaca hakkında siyasette ve halk arasında, özellikle Batı-Anadolu’da yaygın olan “Kürt lehçesi” diye bir tanımlama vardır. Fakat özellikle son yıllarda yavaş yavaş açığa çıkan araştırmaların ve dergilerin sayesinde bu görüş değişmektedir.
Türkiye’de Türkçe’nin dışındaki yerli dillere araştşılmadığından dolayı Zazaca hakkında herhangi bir bilimsel kaynak bulmak pek güç. Ondan ötürü Zazaca Türkiye dışında, özellikle Almanya’da araştırılabilip, bilimsel olarak İrani diller arasındaki yeri saptanmıştır.
Zazaca’yı ilk olarak başlıbaşına bir dil olduğunu, yaptığı derleme, araştırma ve incelemeleriyle kanıtlayan ilk dilbilimci Oskar Mann’dır. Oskar Mann’ın 1903’ten 1907’ye kadar yaptığı araştırmalarını ilerletip kitap haline getiren Karl Hadank, “Die Mundarten der Zâzâ” adlı bilimsel eseri 1932 yılında kitaplaştırmıştır. Böylece İranoloji dilbilimde Zaza dili bugüne kadar dilbilimcilerin hemfikirliliğiyle başlıbaşına olarak tanınma durumunu korumakta. Oskar Mann’dan önce Peter Lerch (1856), Friedrich Müller (1864), Albert van Le Coq (1901) gibi araştırmacı ve dilbilimcilerin eserlerinde de Zazaca hakkında folklorik yazın derleyip kısmen analiz de etmişlerdir.
W.B. Henning (1954) , D.N. MacKenzie (1961-95), T. L. Todd (1985; A Grammar of Dimili [also known as Zaza], Michigan 1985, 277 s.), G.S. Asatrian / F. Vahman (1987-95), Joyce Blau (1989), P. Lecoq (1989), C. M. Jacobson (1993-97; Rastnustena Zonê Ma / Handbuch für die Rechtschreibung der Zaza-Sprache, Verlag für Kultur und Wissenschaft, Bonn 1993 / İstanbul 2001, Tij Yayınları; Zazaca Okuma Yazma El Kitabı, Bonn 1997 / İstanbul, Tij Yayınları), J. Gippert (1993-96), M. Sandonato (1994), Ludwig Paul (1994-98; Zazaki: Grammatik und Versuch einer Dialektologie, Dr. Ludwig Reichert Verlag, Wiesbaden 1998, 366 s.), Zılfi Selcan (1987-98; Grammatik der Zaza-Sprache, Nord-Dialekt (Dersim), Wissenschaft und Technik Verlag, Berlin 1998) gibi dilbilimcilerin analiz ve araştırmaları günümüze dek sürmekte
Zazalar, kendilerini bölgeden bölgeye nasıl adlandırsa adlandırsın, dil ve halk olarak muhakkak kendilerini Kürtler'den farklı görmekte. Özellikle yaşlı ve siyasetten uzak kalmış kesim, Türklüğü de Kürtlüğü de kabullenmez. Zazalar'ın dil ve kimlik sorununun gündeme çok zayıf bir şekilde gelmesi veya hemen hiç anılmaması, kendi başına güçlü bir siyasi ve akademik merkezi örgütlenmeye sahip olmadıklarındandır.
Zazalar kendilerini her yerde aynı adla adlandırmazlar. Bunlar, Tunceli yöresinde kendilerine, Alevi anlamında „Kırmancki“, Varto-Hınıs-Tekman-Çat-Adaklı yöresinde Alevilik anlamında "Şarê Ma", Bingöl yöresinde „Zaza“, Koçgiri, Palu ve Maden yöresinde „Zaza“, Siverek, Çermik, Koçgiri ve Aksaray yöresinde „Dımıli“; dillerine ise sırasıyla „Kırmancki“, „Zonê Ma“, „Zazaki“ ya da „Dımılki“ demektedirler.
1900 yılında "Dersim" adlı kitabını yayınlayan Antranig'e ve sonradan da iranolog Oskar Mann ve tarihçi V. Minorsky'e göre Zazalar'da (Alevi ve Sünni kesimde) çok yerde kabul gören "Dımıli" terimi, Ermenice karşılığı "Dêlmik" olan terimin Kuzey-İran'daki Gilan'da bulunan Deylem bölgesine tekabul etmekte. Zazalar muhtemelen MS 9. ile 11. yy. arası Deylem'den bugünki yurtlarına göçettiğitezi kabul görmekte, ki hala Kuzey-İran'da Zazaca'ya köken olarak Kürtçe'den daha fazla yakınlık arzetmekte. Zaza terimi ise Zazalar'ın bugün yaşadığı bölgede birçok köy ve yer adının da berlirdiği bilinmekte. MÖ 542 yılında Pars kralı Dara (Darius)'un Behistun yazıtında da yukarı Fırat ve Dicle Havzası "Zazana" olarak adlandırılmakta.
2) Zazaları Kürt olarak kabul edenlerin argümanları:
Ziya Gökalp bu konuda şunları yazıyor: „... Zazalara gelince, bunlar kendilerine (Arapça harfinin kesresi ile) Kırt derler. Kurmanclara da Kürdasi veya Kirdasi adını verirler..“ (Ziya Gökalp, Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik İncelemeler, Komal Yayınları, Ankara, 1975 s, 51) Ziya Badıllı`nın aynı konuda yazdıkları ise şöyledir: Türkiye`deki Zazalar kendilerini asıl Kürt sayarak kendilerine Kird ve kendilerinin dışında kalan Kürtlere, daha doğrusu Kurmanclara da –biraz da küçümseme ile müterafik olarak- Kirdasi (Kürdümsü, Kürtçük) derler,` (abç)“ (Kemal Badıllı, Türkçe İzahlı Kürtçe Grameri (Kurmancca Lehçesi), 1965, s.6`dan aktaran Malmisanıj, Kırd, Kırmanc, Dimili veya zaza Kürtleri, Deng Yayınları, Kasım 1996, İstanbul, s. 8)
Zazaca`yı konuşan Kürtler bölgelere göre dillerini ayrı adlarla adlandırırlar. Kendilerini „Kirmanc“, konuştukları lehçeyi ise „Kirmancki“ diye adlandıran Dersim Kirmancları „Zaza“ terimini Sünni Kirmanclar (Zazalar) için kullanır, kendilerine böyle denmesinden hoşlanmaz, tepki gösterirler. Bingöl Kırmancları, kendilerine „Kırd“, lehçelerine ise „Kırdki“ derler. „Kırd“ teriminin ne zamandan beri kullanıldığı hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değil. Ancak bunun çok eski tarihlere kadar uzandığını gösteren bulgular vardır.
„Kurd`Kürt sözcüğünün kökeni hakkında bu güne kadar çok değişik yorumlar yapılmıştır.Fakat bu yorumları yapanlar çoğu kez Kürtlerin yer yer kendilerini adlandırmak için kullandıkları „Kırd“ ve „Kırmanc“ sözcüklerini hesaba katmamışlardır. Bu nedenle de örneğin Yunan yazarlarından Polybe (Polibio)`in M.Ö. 200`lerde sözünü ettiği „Cyrti“, Strabon`un sözünü ettiği KûpTıoı (okunuşu: Kirti, anlamı: Kirtiler) ve Romalı tarihçi Tito Livio (M.Ö. 54-M.S. 17)`nun sözünü ettiği „Cirtei“/“Cirti“ sözcüklerinin bugün bazı bölgelerde Dımıli Kürtlerinin kendilleri için kullandığı „Kırd“ ve bunun çoğul biçimleri olan „Kırdi“ veya „Kirdi“ sözcükleri ile neredeyse aynı olmaları gibi hususlar üzerinde durulmamıştır.“ Öte yandan „Kırmanc“ ve „Kırmancki“ terimlerinin, kırmancca (Zazaca) konuşan Dersimliler tarafından sadece kendileri ve dilleri için kullanıldığını sanmak da yanıltıcı olur. Munzur Çem „Dersim`de Alevilik“ kitabında bu konuya şöyle değiniyor:
Dersimlilerin kendilerine Kırmanc dedikleri doğru. Ancak bu terim, sanıldığı gibi sadece Dersim'in Kırmancki (Dımılki/Zazaki/Kırdki) konuşan kesimini değil; Alevi olsun, Sünni olsun Kurmanci (Kırdaski) konuşan kesimlerini de kapsıyor. Yani, Kiğı'nın, Karakoçan'ın, Pertek'in, Mazgirt'in, Çemişgezek'in, Hozat'ın, Koçkiri'nin vs. Kurmanclarının da adıdır; Kürtlüğü ve Kürtleri ifade ediyor. Benim doğup büyüdüğüm Doğu Dersim'de "Kırmancê Erzurumi" , "Kırmancê Muşi", "Kırmancê Diyarbekiri" vb. tanımlamayı her an duymak mümkün.
Bazı yörelerde daha değişik bir tanımlamaya da rastlanmaktadır. Özellikle de Batı Dersim, Malatya, Sivas ve Kayseri yörelerinde, Alevi-Sünni ayrımının etkisiyle Kırmancki (Zazaki) konuşan Alevi Kürtler, kendilerini ve kurmancca konuşan öteki Alevi Kürtleri Kırmanc, Sünni Kürtleri ise Sünni ya da Türk diye nitelendirmekteler. Yani kavram olarak Alevilik Kürtlükle, Sünnilik ise Türklükle bütünleştirilmiş durumdadır. Kan bağıyla birbirlerine bağlı oldukları bilinen aynı aşiretin mensupları için dahi bu ayırım sözkonusu olduğu görülür.
[değiştir] Din
Zazalar’ın hemen hemen yarısı Alevi, yarısı da Sünni Müslüman kesimden oluşmaktadır. Sünni kesimde ayrıca Şafii ve Hanefi Zazalar mevcut. Dersim aşiretlerinden oluşan Alevi Zazalar, Koçgiri (Zara, Kangal, Ulaş, Divriği)’den Varto-Hınıs, kısmen Bingöl yöresinde, ayrıca Kayseri’nin Sarız ilçesinde mesken iken, Sünni Zazalar da Elazığ, Bingöl, Diyarbakır, Siverek, Adıyaman, Aksaray, Mudki, Sason bölgelerinde yaşamaktalar. Özellikle Alevi-Sünni ve de Şafii-Hanefi farklılığı Zazalar’da dildeki şive ve kültürde, yaşam tarzında belirmiştir.arti olarak cermik.
[değiştir] Dil
[değiştir] Linkler
- Zazapress Zaza kültür ve dil dergisi. ZazaPress dergisinin hedefi ve amacı konuşma dili olan Zazacayı, yazım diline dönüştürmek ve bu yolla Zaza dilinin Zazalar arasında dağılımını sağlamak ve bu yolla diğer tüm halklar gibi kendi diliyle, geçmişiyle gurur duymasını sağlamaktır.
- Iremet Yayinlari, şimdiye kadar iremet yayinevi tarafindan yayınlanmış olan kitapları kapsamaktadır(http://www.iremetforlag.info.se)
- Zazaca ve Zazalar üzerine bilimsel ve kültürel bilgi sitesi (http://www.zazaki.de)
- Zazaca Kültür, Sanat ve Dilbilimi Dergisi (http://www.vateonline.com)
- Zazaca Radio ve bilgi sitesi, makaleler (http://www.radiozaza.de)
- Zaza Arşivi - Miya Heqi

