Milli Edebiyat

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Yazı ve yaratıların, sanatsal ürünlerin yabancı etkilerinden sıyrılarak kendi ulusal değerlerimize dönmeyi, halka kendi diliyle seslenmeyi ilke edinen 1908'de başlayıp 1923'e değin süren edebiyat akımı ve bu yönelime katılan sanatçıların oluşturduğu topluluk.

Konu başlıkları

[değiştir] Tarih

1908 de ilan edilen II. Meşrutiyet'den sonra başlayan ve o devirde “Türkçülük” adı verilen milliyetçilik hareketi, edebiyatta öz kaynaklara dönme düşüncesinin doğmasına yol açtı. Ancak 1911 Trablusgarp Savaşı, 1912-1913 Balkan Savaşı, 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı, 1919-1922 arasındaki ateşkes ve işgal yılları gibi büyük olayları içine alan ve Osmanlı İmparatorluğunun parçalanıp yıkılmasıyla sonuçlanan bu süreçte toplum ve siyasette olduğu gibi edebiyatta da bir karışıklık durumu sözkonusuydu.

Dilde sadeleşme ve yabancı etkilerden kurtularak öz Türkçe'ye dönme hareketi Selanik'te Ömer Seyfettin, Ali Canip ve Ziya Gökalp tarafından çıkarılan Genç Kalemler Dergisi'inde “Yeni Lisan” olarak gündeme getirilmiştir. 1911 Nisanında ortaya atılan bu düşünnceye göre, konuşma dilini yazı dili haline getirme davasını benimseyerek, Ömer Seyfettin'in kaleminden “Millî Edebiyat'ın Millî Lisan'dan doğar” sözleriyle özetlenmiştir. Bu hareket kısa zamanda edebiyat çevresince kabul görmüş ve 20. yüzyıl Türk Edebiyatı'nın ayırıcı niteliği olmuştur.

Aruz vezni yerine hece veznini kullanma düşüncesi ilk defa Mehmet Emin'in 1897 Yunan Savaşı sırasında yayınladığı Türkçe Şiirler adlı kitabıyla tartışmaya açılmıştı. Rıza Tevfik'in halk şiirleri yolundaki koşma ve nefesleriyle desteklenmiş olsa da, bu ilk çalışmalar Türk Edebiyatı'nı Divan Edebiyatı'nın etkisinden kurtararak özgünlüğüne dönmesine yetmedi. Hece vezni Birinci Dünya Savaşı içinde, özellikle 1917'de Servet-i Fünun Dergisi tarafından “Şairler Derneği” adıyla toplanan genç edebiyatçılar Orhan Seyfi, Yusuf Ziya, Faruk Nafiz tarafından benimsenmişti. Ancak yine aynı dönemde aruz vezni de Mehmet Akif Ersoy, Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı gibi üç kuvvetli sanatçının elinde doruk noktasına erişiyordu.

[değiştir] Felsefe

1908 II.Meşrutiyet'ten Birinci Dünya Savaşı ateşkes sonuna kadar süren bu dönemi herşeyin birbirine girdiği tamamen bir geçiş dönemi olarak tanımlayabiliriz. Bu dönemin güçlü kalemleri Mehmet Emin Yurdakul ve Mehmet Akif Ersoy toplumsal konulara yönelirken diğerleri sadece aşk, özlem gibi, bireysel ve duygusal konular ve temalar üzerinde durmuşlardır.


[değiştir] Genel Özellikler

[değiştir] Edebi Özellikler