Tartışma:Masonluk

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Konu başlıkları

[değiştir] Türkiye'de Masonluk Kısmı Taraflı

Sn. 85.98.132.204, Türkiye'de Masonluk kısmındaki görüşlerinizin yalnızca tek bir tarafın düşüncesi olduğunu ve bir ansiklopedide olması gereken tarafsızlığı yansıtmadığını düşünüyorum. Lütfen bahsi geçen kısımdaki savlarınızı temellendirir misiniz? Teşekkürler. --Terapi 21:45, 18 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] Olay Tek taraflı anlarılmış

Özgür Masonlar Büyük Locasını küçük düşüren, tahkir eden ifadeler kullanılmış.

  • Ben yazmadım bu yazıyı ama çok beğendim. Herhangi bir topluluğun küçük düşürüldüğüne de inanmıyorum. Düzensiz bir topluluk olmasına rağmen, yine de kabul edilip yer verilmiş olması kanımca çok hoşgörülü bir adımdır. Yazılmış olanlarda da yanlış yok; Özgür Masonlar Büyük Locası veya Büyük Mason Mahfili Derneği diye adlandırılan oluşum, Türkiye Büyük Locası'ndan 1966 yılında ayrılmış ve akabinde düzensiz ilan edilmiş bir fraksiyondur, doğru. Kadın Masonlar diye adlandırılan oluşumu da bünyesinde barındırır, bu da doğru. Küçük düşürme bunun neresinde ben anlayamadım? Yanlış birşey yok ki burada? Ortada bir küçüklük varsa bunun aranması gereken yerin bu ve benzeri yazılar olmaması gerektiğini düşünüyorum. Sevgiyle - Hiram 13:22, 22 Ocak 2006 (UTC)

Taraflı olduğunu düşündüğüm ibareler :

  • Bugün, İngiltere, Amerika ve Türkiye de dahil olmak üzere Avrupa’nın genelinde Gelenekçi Masonluk

Avrupa genelinde gelenekçi masonluğun yaygın olduğunun kaynağı nedir? Hangi bilimsel bilgiye dayandırılmaktadır bu sav?

  • Liberal Masonluk yolunu seçenleri Masonluğun Masonluk olarak adlandırılabilmesi için olmazsa olmaz umdelerine riayet etmedikleri için düzensiz ilan etmişler ve bu topluluklarla tüm ilişkilerini keserek onları Masonluktan dışlamışlardır.

Olmazsa olmaz umdeler nedir? Kime göre umdedir bunlar? Özgür masonların bu umdelere uyup uymadığına kim hangi yetkiyle karar vermektedir?

  • ve onların bünyesinde çalışmalarını sürdüren Kadın Mason Büyük Locası bu oluşumun içinden ayrılmış bir fraksiyon olarak kendi çalışmalarını sürdürmektedir.

ÖMBL'yi fraksiyon olarak niteleyebilme yetkisi kime aittir? ÖMBL'nin mason derneği olup olmadığını kim iddia edebilir?

  • Sevgili Hiram, ayrıca tartışırken bile taraflı olduğunuz gözleniyor. ÖMBL'nin düzensiz olduğu iddiası Hür ve Kabul Edilmiş Mason'lara ait bir sav. Yalnız bu sav ÖMBL tarafından hiç de kaale alınmıyor. Bu durumda bu ansiklopedide kendisine MASON DERNEĞİ diyen her kuruluşa tarafsız olarak yer verilmeli.

Sevgiler --Terapi 11:58, 23 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] Masonluğu Sadece Masonlar Anlayabilir

Bu başlığın gerçekliğini göz ardı etmeden, herkese açık ve herkesin faydalanmasına açık bu ortamda Masonik organizasyonun konuşulmasının faydalı olduğu taraftarıyım, fakat Masonluk şudur budur dememiz mümkün değildir, desek bile ne olduğunu bu "düzen"in içerisinde yer alan Masonlardan başkası anlamaz. Bu anlatılamaz. Nice kardeşin bile uzun yıllarını alan zorlu bir süreçtir bu, kimileri hiç anlamaz, anlamadıkları için farklı ayrışımlara da gidebilirler. Ama şu var ki, Masonluğun ne olup ne olmadığını yalnızca Masonlar idrak edebilirler. Bu Masonluğa özel değildir, tüm ezoterik topluluklar için geçerli bir doğal yasadır. Ben yaşamımın her alanında, hele hele Masonluk konusunda, polemiğe girmekten özenle uzak dururum. Ama düzen/düzensizlik olayına çok kısa da olsa bir açıklık getirmek isterim -ki meraklar giderilsin.

"Kime göre umde?" diye bir söz herhangi bir kurumda yoktur. Hele hele geçmişi binyıllara dayanan köklü kurumlarda. Her kurumun kendi kuralları, gelenekleri, yapısı vardır. Bunların bir tanesini ve/veya tamamını keyfinize göre değiştirirseniz o kurum ile alakasız bir oluşum haline gelirsiniz. Zira o kurumu o kurum yapan (order/nizam kelimesinin kullanılması bu yüzdendir) bu kurallardır, kanunlardır. Sadece önlük takmakla Mason olunmaz, sadece rozet takarak herhangi bir topluluğun üyesi olunmayacağı gibi. Herşeyden önce eski ve kadim sırlara vakıf olmak gerekir -ki Grand Orient de France bu sırlara vakıf olabilmiş bir topluluk olmamıştır. Söylediğim gibi, bunu Mason olmayanlar bilemez, dolayısıyla kendi kendilerine isimler, sıfatlar vermekten öteye gidemezler. "Durduk yere" kimse kimseyi neden "düzensiz" ilan etsin? Bir düzen var ki bunun dışında kalanlar düzensiz ilan ediliyorlar demek diyelim, geçelim. Neden Tanrı'ya inanmayan Mason olamaz? Neden sadece erkekler Mason olabilir? Bunların yanıtları tabi ki vardır ve düzenin içindedir.

Düzensiz fraksiyonlar, düzenli obediyanslarla sürekli bir iletişim kurma çabası içindedirler, buna -belli dönemlerde- Türkiye de dahildir. Düzensiz tüm oluşumlar, düzenli obediyansları da Masonik obediyans ve üyelerini Kardeş olarak kabul ederler. Aynı yaklaşım, Hür Masonlardan, bahsettiğim sebeplerden ötürü, gelmez tabi. Dünyanın çeşitli düzensiz topluluklarınca yapılmaya çalışılan çalışmalar bazen beğeniyle, bazen gülümseyerek, ama her zaman bir hoşgörü ile izlenir sadece.

Bugün, harici bir misal verelim rahat anlaşılsın, İstanbul'da bir Rotary International kurulsa? Ve deseler ki "Biz de Rotary'yiz artık, kulüplere berat veriririz, ABD'dekini de tanıyoruz ama biz ayrıyız ve aynı düzeydeyiz", yapıda değişikliğe gitseler, toplantı ve çalışma düzenlerini değiştirseler ve kendilerine yine de hem Rotary desinler hem de kök kurum olduklarını iddia etseler? ABD'de, zaten yıllardır var olan Rotary International'ın tepkisi ne olur? Kabul ederler mi? Peki hangisi gerçek, asıl ve kök olandır? Bir de bunun, bırakın haricileri, henüz o dereceye gelmeyen üyelerinden bile saklanan ve sürekli ilerleyen ezoterik yapısının, binyıllardan beri süregelen eski sırları olduğunu düşünün? Zor olmasa gerek yanıta ulaşabilmek?

Onun dışında herkes kendi kendisine çeşitli isimler verebilir tabi, kendi kendisine Mason diyenler, işin vahimi kendisini öyle zannedenler de var çokça (bizim ülkemizde dahil olmak üzere çok yerde küçük gruplar halinde, ama var tabi yine de). Bu yüzden düzensiz fraksiyonlar sadece Grand Orient de France çevresinde değil, bazı başka oluşumlarda da vücut buluyor, örneğin Memphis-Misraim gibi. Düzensiz olan sadece Özgür Masonlar Büyük Locası diyen grup veya dünyadaki diğer benzer Fransız ekolü değildir. Masonluğu Masonluk yapan kanunları yok sayan, dolayısıyla henüz bu kanunları ve binanın temelini idrak etmeden Masonluk eski sırlarını asla idrak etmesi ve oraya eriştirilmesi mümkün olmayan toplulukların tamamı, sadece Türk Hür ve Kabul Edilmiş Masonlarınca değil, tüm dünya düzenli Masonlarınca kabul edilmezler.

Türkiye'deki klandesten oluşum, daha önce de söylediğim gibi Türkiye Büyük Locası'ndan ayrılmış bir fraksiyondur. Çok değerli üyeleri de vardır kurucuları arasında, geçmişte Büyük Üstatlık yapmış bir isim de (Muhiddin Osman Omay) dahil olmak üzere. Ama bu topluluğun, eski Özgür Masonların başkanı (kendi kendilerine başka isimle adlandırıyor olabilirler, onu bilemiyorum) Murat Özgen Ayfer'in kendi kitabında bile kabul ettiği şekliyle, Türkiye Büyük Locası'ndan ayrılmış küçük bir grup olması gerçeğini reddetmenin pek bir anlamı olduğunu zannetmiyorum.

Avrupa'daki düzenli ve düzensiz Büyük Locaların üye ve loca sayılarını kendi Büyük Sekreterliğinizden de (bilemiyorum sizde isim nedir) öğrenebilirsiniz. Tabi doğruyu söylerlerse. İşim gereği çok sayıda ülkeyle bağlantılarım olduğundan ötürü, bizzat da kendi gözlemlerimle biliyorum diyebilirim pekala. Fransa'da düzensiz Masonların sayısı çokçadır, fakat Grand Orient her sene %4-5'lik bir üye kaybı yaşarken, Fransa Milli Büyük Locası'nın üye sayısının her sene %3 oranında arttığını ve bu artışla Türkiye Büyük Locası ile birlikte Avrupa'nın en hızlı büyüyen iki obediyansından birisi olduğunu söylememde bir sakınca yok tabi.

Ben yazmadım ama zannediyorum bir kardeşim tarafından yazılmış bu başlıkta, sebebini açıklarak sildiğim taraflı ibaresini yine eklemişsiniz. Bazen sizi gülümsetseler de, her zaman sevgi ile bakmak gerekir her insana. Canınız sağolsun, yeter ki siz üzülmeyin. Tekrar, en azından ben, silmeyeceğim.

Şunu da eklemeyelim ki, düzensiz de olsa, bir insanın kendisine Mason demesi ve Masonik ilkeleri -tam olarak bilmesi mümkün olmasa da- benimsediğini söylemesi, diğer nice toplulukların üyelerine 100 defa tercih eder, kendisini, kardeşim ol-a-masa da, bir insan olarak sevgiyle ve hasretle kucaklarım. Ama bu, ne yazık ki, kendisine her Mason diyeni Mason yapmaya yetmez. Bu söylediğimi anlamınızı bekleyebilmeyi çok isterdim. Sevgiyle. -Hiram 16:06, 23 Ocak 2006 (UTC)

  • Ah be sevgili kardeşim sizde de bizde olan sevgi, hoşgörü olsa herşey ne kadar kolay olurdu. Bıraksanız bu dosyalama sistemini ve bizim yapmaya uğraştığımız ülkü mabedine bir küp taş koysanız? Sizi ve tüm Hür ve Kabul Edilmiş Mason kardeşlerimi sevgi ve saygı ile kucaklıyorum.

Terapi 22:48, 31 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] Masonluk Propagandası

Makalede masonluğun insanları iyiye, doğruya götüren bir yol olduğu söyleniyor. Belki mason arkadaşlar buna inanabilir ancak masonluğun dünyadaki sistemler üzerindeki etkileri, emperyalizme olan katkıları artık herkes tarafından biliniyor. Türkiye tarihinde de önemli şahsiyetler hep mason iken ve bunlar genelde kendi devletlerinin çıkarına çalışmak yerine batılı devletlerin çıkarları için çalışmışken nasıl oluyor da masonluk "iyiye, doğruya" götüren bir yol oluyor. Acaba bu "iyiye, doğruya götüren yol" kimin yolu. Masonluk hakkında bilgisi olan veya mason olan arkadaşların bu konulara da eğilmelerini beklerdim. Ayrıca bu "dünyanın iyiliği için" çalışan arkadaşların Türkiye'de Masonluk bölümüne, masonların Kurtuluş Savaşı'nda düşmanlar için yaptıkları beşinci kol faliyetlerini yazmalarını beklerdim. En azından bu locaların Atatürk tarafından "kökü dışarda olduğundan ve batılı devletler çıkarına çalıştıklarınadn" dolayı kapatıldıklarının yazılmasını isterdim. Bu haliyle makalede taraflı şablonun kalması uygun olur. Ruzgar 21:06, 23 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] Harici'nin Hariç'den Gazeli.

Konuşmalardan da anlaşıldığı üzre Özgür Masonlar Büyük Locası tanınma sevdasında olan bir dernek değildir. Adından da anlaşıldığı gibi Özgür Masonluğu temsil etmektedir. Muhafazakar masonluğu değil. Dolayısıyla Muntazam Mason'luğun Muntazam Değil açıklaması ancak kendi obediyansını bağlar.


Diğer yandan Fi tarihinde Mısır Obediyansına bağlıyken sonra Maşrık-ı Âzam-ı Osmani'ye intisab eden "Resne" locasını kendisine köken olarak gösterip muntazam sayılmaya da eskiler hile-i şer'iyye derlerdi.


Muntazam Masonlar'ın da haklı olduğu yerler var Sütçü Tevye'nin de dediği gibi Gelenekler ve tabii ki intizam.


Liberal Masonlar'ın Türkiye Büyük Locası'ndan ayrılıp (O zamanlar Kabul Edilmişlik iddiası da yoktu) Türkiye Büyük Mason Mahfili'ni oluşturduklarını biliyoruz öte yandan Türkiye Süprem Konseyi, Türkiye Büyük Locası ile ilişkilerini keserek, yeni kurulan Türkiye Büyük Mason Mahfili'ni kabul etmiştir. Hatta Türkiye Büyük Mason Mahfili'nin çalışmalarını Süprem Konsey Binası'nda yapmasına izin vermiştir. Demek ki muntazamın tanımı intizama göre değişebiliyor.


Bunun üzerine Türkiye Büyük Locası da, yüksek dereceli üyelerinin o binaya giderek Masonluğun yüksek derecelerinde yapılan çalışmalara katılmalarını yasaklamıştır.


Elbette ki bu durumda, Türkiye Büyük Locası'nın üst yüksek dereceli masonları, felsefik derecelerde çalışabilmek için bir oluşum içine girmeliydiler, hem gelenekçi, hem muntazam.


Bunu gerçekleştirmek üzere bu sefer Türkiye Süprem Konseyi'nden bir kısım yüksek dereceli masonlar ayrılmış Türkiye Yüksek Şurasıadında başka bir oluşum vücuda getirmişlerdir. Bu sefer de ayrılanlar kimler?


Her iki grubu kızdıracak olsa da; zannımca bundan sonrası doğrudan inatlaşmadır biri ismine "Özgür" kelimesini koyarak, diğeri de "Kabul Edilmiş" ibaresi ile nazire yaparak. Atışmışlardır.


Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar'ın ön plana çıkarttıkları "Kabul Edilme" fiiliyken Liberal Masonlarınki "Bağımsız ve Özgür" olmaktır.


Bu ayrışma Katoliklerle Ortodokslar'ın ayrışmasına benzer. Ayrışmanın sebebi tekniktir. İşin gerçek nedenini ne sokaktaki Rum bilir ne de pazardaki İtalyan. Biri Ortosokstur adı üzerinde "Doğru Düşünce" onunkidir. Bir merkeze bağlı değil, otonomdur. Diğeri Katoliktir St. Petrus'tan patent almıştır. Bu iki kilise birbirlerini aforoz ederler. Taa ki günün birinde Papa ile Patrik karşılıklı aforozları kaldırana dek. Oysa ne Katoliklik değişmiştir ne Ortodoksluk ne de Hristiyanlık. Değişen insanların birbirine bakışıdır.


Tabii biz haricilerin böyle felsefi konulara pek aklı ermez, biz sadece hariçten gazel okuruz, belkide ondan hariciyiz.

Saygılar Wisdom 21:58, 23 Ocak 2006 (UTC)

  • Bu ve diğer yukarıda yazılmış yazıda çok yanlış şeyler var, tabi ki yanıt vermeyeceğim. Hariçten gazel okumak da güzeldir, özgürlüğün, hür düşüncenin göstergesidir, olmalıdır tabi. Yazının geneli hakkında birşey söylemeyeceğim bu yüzden, fakat yorumlarınızı daha sağlam bir zemine oturtabilmeniz ümidiyle, iki noktaya açıklık getirmek istedim. "Kabul Edilmiş"lik payesi diye adlandırdığınız ünvan, yani Türkiye Büyük Locası'nın resmi adının Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası olması, ayrılma/bölünme olayının tam olarak gerçekleştiği 1966 yılından tam 10 yıl önceye, 1956 yılına dayanır. 17 Aralık 1956 yılında, dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur'un Büyük Üstatlığında gerçekleştirilen toplantıda bu isim kabul edildi ve günümüzde de aynen kullanılıyor, ayrılma/bölünme yıllarında da isim buydu. Sonradan nazire yapmak için eklenmiş bir sıfat olmadığı gibi, "kabul edilmiş"liğin "düzen"le de pek bir alakası yok, daha da tarihsel bir anlamı vardır. Bilmeniz gereken bir başka konu, sonradan -tekrar- kurulmuş olan düzenli Türkiye Yüksek Şurası'nın dünyanın tüm düzenli Yüksek Şuraları tarafından kuruluş tarihi 1861 olarak tasdik edilmiş ve Şura-ı Ali-i Osmani'nin düzenli köklere dönerek çalışmalarını sürdüren devamı olarak kabul edilmişlerdir. Ayrılanların Büyük Locası gibi Süprem Konseyleri de, üyeleriyle birlikte, felsefi derecelerdeki düzenlerini de böylece yitirmiştir. Sevgiyle. -Hiram 12:55, 24 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] Anlaşılamayan Konu

Sayın Hiram Bey

Öncelikle ben size Masonik sırlar hakkında, yada derneğinizin çalışmaları hakkında cevaplanamayacak sorular sormadım ki cevap vermekten kaçınıyorsunuz. Bunlar tarihçedir ve Sağır Sultan da dahil herkesçe zaten bilinmektedir. Bir yazının belli kısmına cevap verip bekki kısmını cevaplamaktan imtina etmek fazlaca dürüst bir davranış olmasa gerek.

Siz "Kökenimiz 1909'a uzanır diyeceksiniz." Ben de "Aaa! Sahi mi 1909'a mı uzanır gerçekten?" diyince "Cevap veremem Masonik sırdır!" diyeceksiniz. Gerçekten çok hoş bir yöntem hemen patentini alın.

Kavrıyamadığınız yada kavrayıp da kavramazdan geldiğiniz konu şu "Özgür Masonlar" (yada sizde nasıl söyleniyorsa) sizin Büyük Locanız yada başka bir Büyük Loca tarafından tanınma derdinde değiller ki. Sizin yada bir başkasının onları mason kabul edip etmemeleri de umurlarında değil. Zaten Özgür Mason olarak adlandırılmalarının nedeni bu.

Gelelim benim bakış açıma: Sizin yada mensubolduğunuz obediyansın yada herhangi başka bir kurumun bir Loca'ya bağlı olan kişiyi "Masondur" yada "Değildir" tanımlama hakkı yoktur. Olsa olsa Muntazamdır, Gayr-ı Muntazamdır deme hakkı olabilir.

Yada "Bizim Obediyansımıza göre" ibaresini eklemek koşuluyla "Mason sayılmazlar" deme hakkı vardır.

Gelelim Hür ve Kabuledilmişlik konusuna 17 Aralık 1956 bu isim kullanılmaya başlandığında ifadede geçen "Kabul Edilmişlik" ile Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası kastediliyor ama "Kabul Edilmiş" olmak için bir de "Kabul eden" olması gerekmiyor mu? (Fiil - Fa'il - Mef'ul meselesi) Kabul edileni anlıyorum da Kabul eden kim?

Ayrıca "Muntazam olmayan bir locanın mensuplarına mason denemiyeceğini böyle diyenlere ancak tebessüm ettiğinizi" ifade etmekle 1970 öncesi Türk Masonluğu'nu ve masonlarını inkar etmiş olmuyor musunuz?

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın resmi sitesindeki Tarihçe'de "Ancak sorun dünya masonluğu için çözülmüş değildir. Çünkü Büyük Locayı oluşturan Locaların tümü kendiliğinden oluşmamış, Yüksek Şura tarafından kurulmuştur. Türkiyedeki masonlar bu localarda masonluğa kabul edildiklerinden, dünya masonluğuna göre hem localar, hem de Türk masonları mason olarak tanınmazlar. Bu olay, Türk masonluğunun tanınması için masonları 22 yıl daha uğraştıracaktır" ifadesi geçiyor. Bu ifadedeki "Türk masonları mason olarak tanınmazlar" ifadesi ne anlama geliyor? Madem tanınmıyorlardı neden kendilerine Mason diyorlardı? Demek ki tanınmadan, demek ki patent almadan önce de insanlar kendilerine Mason diyorlarmış ve tıpkı sizin Özgür Masonlar Büyük Locası mensuplarına kendilerine Mason dediği için istihza ile gülümsediğiniz gibi. Dünya Masonluğu da 1970 öncesi size müstehzi müstehzi gülümsüyormuş.

Madem 1970 öncesi Dünya Masonluğu tarafından Mason olarak tanınmıyordunuz. O hande niçin kendinize Mason diyordunuz? Dünya Masonlarını gülümsetmek için mi?

Saygılar, Wisdom 06:34, 25 Ocak 2006 (UTC)

  • Değerli kullanıcı. Muhatap alınma arzu, heves ve şevkinizi anlayabiliyorum ama kaale alınıp yanıt verilecek, bilgilenmenizi gerektirecek konulara zaten açıklıkla yanıt verdim, vermeye de devam ediyorum. Yazdıklarınızın büyük kısmını kapsayan diğer konular, sizin bu konudaki doğal bilgisizliğinizden kaynaklanan eksik veya hatalı verilerin çerçevesinde yaptığınız, pek de kaale alınmayacak yorumlardan oluşuyor. "Bunları niye yapıyorsun?" diye kimseye çıkışmayacağım gibi, izninizle neyin yanıt verilmeye layık olduğuna da ben karar vereyim. Yaptığınız yorumların hiçbir dayanağı olmaması bir yana, -kendi deyiminizle- hariçten gazel okumanın güzel örnekleri olarak öne çıktıkları görülüyor. Daha önce de söylediğim gibi, bu hür düşüncenin bir yansımasıdır, olması da gerekmektedir. Yorumlarınıza devam ediniz. Bu ayrışma olayı hiç ciddiye alınacak bir olay da değildir aslında, merak ettiniz diye söyledim şu şudur bu budur diye. Söylenenlerden neyi alıp neyi alamadığınız kendi saikiniz ve yeteneğiniz ile alakalı konular, ona benim herhangi bir etkim olması ne yazık ki mümkün değil. Bütünüyle hatalı tarzınız ile farkında olmanız gereken en önemli husus ise, -konunun içeriğini ve elle tutulup yanıt verilip verilmeyecek cümleleri tamamiyle bir kenara bırakırsak- yaptığınız yorum mu diyeyim soru mu diyeyim kendi kendinize, olayın ne dününü ne bugününü bilmeden öylesine konuşup, kendi kendinize çıkarımlar yapıp sonuçlara varıyorsunuz ve benden buna ciddi ciddi yanıt vermemi bekleyebiliyor, yanıt alamayınca da üzülüyorsunuz? Siz zaten çözmüşsünüz herşeyi, ben hangi sıfatla ne söyleyebilirim ki? :) Sevgiyle. - Hiram 12:36, 25 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] Ancak Bu Kadar Düzeyli Cevap Verilirdi

Bir konu hakkında yanlış diyebilmeniz için karşıt görüşü ortaya koymanız gerekir. "Yanlış kaale almıyorum" şeklinde bir tavır sergileyerek, devekuşu gibi başınızı kuma gömerek gerçeklerden saklanamazsınız. Sükut ikrardan gelir.

Bence siz son derece sarih bir soruya "kaale almıyorum" şeklinde cevap vererek bilginizi, düzeyinizi ve insanlara verdiğiniz değeri ortaya koymuş oluyorsunuz. Demek ki olgunlaşmak, kübik taş olabilmek için Mason olmak da yeterli değilmiş, başka eğitimler de gerekiyormuş ki bu eğitim ailede başlar. Biraz geç de kalmış olsanız konuşma adabını büyüklerinizden öğrenebilirsiniz.

Hür ve Kabul Edilmiş Masonların Dünya Masonlarınca Muntazam Mason kabul edilmesi 1970 yılında ise 1956-1970 yılları arasında niçin kendiniz için Mason kelimesini kullandınız. Kadar açık, bir soruya cevap vermekten kaçarak, kıvırtmak yerine 1-2 cümle ile cevap vermek nezaketine katlansaydınız. Buradaki insanlar engin(!) bilgilerinizden faydalanırdı.

Ama sanırım sizde insanlara üstten bakma gibi bir özellik var ki buna Yunanca'da megalomani deniyor. Size soranları kaale almıyorsunuz ama ne hikmetse işinize gelen soruları pek bir güzel kaale alıyorsunuz.

Aynı tarafsızlık(!) örneğini "Fenerbahçe" makalesindeki Fenerbahçe-Galatasaray maçlarındaki Fenerbahçe malubiyetlerini silmek suretiyle göstermiştiniz. Size göre sizin doğrularınız ortaya çıkartılmalı size uymayan gerçekler silinmek suretiyle yok edilmelidir değil mi? Ne kadar hoş :-) Sadece gülümsüyorum.

Öyle sanıyorum ki bu pek bi erdemli(!) görüşlerinize. Aklı selim sahibi biraderleriniz bile gülüyorlardır.

Size olgunlaşma yolunda başarılar diliyorum, daha çoooookkkk yolunuz var.

İyi yolculuklar

[değiştir] Telif Hakkı İhlali Yok, Aksine

Buraya yazılan ve neredeyse tamamı olduğu gibi duran tüm yazıları ben yazdım, herhangi bir yerden almadım. Fevkalade yanlış olmuş o telif hakları ihlali ibaresi zira bahsekonu site (Dünya Dinleri) kendi sitesine koyduğu yazıyı "buradan almış". Çok net söyleyebiliyorum, çünkü söylediğim gibi ben yazdım bu yazıyı, buraya yazdım. Bir telif hakkı ihlali varsa karşı tarafa sorulması gereken bir konu bu. Archive.org veya benzer yerlerden kontrol edilebilir, -haliyle- buradaki hali daha eskidir, zira orjinali buradadır, buradan oraya almışlar. Benim telif hakkı mı talep etmem gerekiyor şimdi bu durumda? Böyle bir talebim tabi ki yok, ama burada da bu ibare olmamış. Ben bu yazıyı Vikipedi'ye yazdım, burada kalsın. Hermes 22:18, 06 Haziran 2006 (UTC)