Selçuk Parsadan
Vikipedi, özgür ansiklopedi
(1952, İstanbul-2006 İstanbul) Dolandırıcı.
93 Harbinde Kafkasya’dan göç eden Çerkez kökenli bir aileden gelen Parsadan’ın dedesi Beyoğlu Polis Müdürü, babası Kadıköy Emniyet merkez memuruydu. 1953 yılında polislikten ayrılan baba Sabahattin Parsadan, dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in vazgeçemediği isimlerden birisiydi. Menderes’in gönüllü yakın korumalığını üstlenen Parsadan, Başbakan’ın aşk hayatını organize ediyor, sevgilileri ile buluşmalar ayarlıyor ve masraflarını örtülü ödenekten karşılıyordu. Emniyetten ayrıldıktan sonra Türk Basın Ajansı adına bir gazete çıkartan Baba Parsadan, Başbakanla yakınlığı sayesinde çok sayıda abone bulabiliyor, düzenlediği sahte baloların davetiyelerini satarak dolandırıcılık mesleğinde ilerliyordu [Tuncay Özkan, Parsadan Hikayesi, s.11].
Dolandırıcılık konusundaki yeteneklerini babasından alan Selçuk Parsadan 1972 yılında üvey amcası Necdet Seçkinöz’ün torpili askerliğini İzmir’de havacı olarak yapar, terhis olduktan sonra da yine amcasının torpili ile Etibank’a girer. 2 ay sonra istifa eden Parsadan bir yandan Galatasaray Spor Klübü’nde basketbol oynamaktadır. Ancak geçirdiği verem hastalığı nedeniyle form kaybına uğrar ve takımdan kesilir. 12 Eylül sonrasında Selçuk Parsadan Halkçı Parti’ye girer. Genel Başkan Necdet Calp ile iyi bir ilişki içerisine giren Parsadan bir süre sonra Halkçı Parti Beyoğlu İlçe Başkanı olur. Sinema ve sahne sanatçıları ile ilişki kuran Parsadan bu dönemde bazı sanatçıların menejerliğini de üstlenir. 1984 yılında babasının Türk Basın Ajansı’nın başına geçen Selçuk Parsadan, 1993 yılında Ajansı Ankara’ya taşır ve küçük çaplı dolandırıcılık işlerine başlar. Sinema sanatçısı Perihan Savaş’ın adını kullanarak, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i, Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan’ı, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’i, Adnan Polat’ı, dolandıran Parsandan, asıl büyük vurgunu örtülü öndenekten aldığı para ile yapacaktır.
2 Kasım 1995 günü emekli Orgeneral Necdet Öztorun’un sesini taklit eden Parsadan, Tansu Çiller’i telefonla arayarak, “Kemalistler Derneği” için 5 buçuk milyar lira ister. Para ertesi gün Başbakanlık Örtülü Ödeneği’nden Parsadan’ın hesabına yatırırlır. Olayın emniyet tarafından öğrenilmesinin ardından Parsadan 10 Mayıs 1996’da Balıkesir’in Altınoluk ilçesine gider ve gizlenir. Bu arada cep telefonu ile canlı olarak bağlandığı televizyon programlarında Çiller için safbayan tanımlamasını kullanan Parsadan, hükümet destekli ülkücü mafyanın peşinde olduğunu bildiği için hayatından da korkuyordu.
Cep telefonu görüşmelerinden Parsadan’ın Altınoluk’da gizlendiğini tespit eden polis yetkilileri, düzenledikleri bir operasyonla ilçedeki 4000 evi tek tek arayarak 21 Mayıs 1996 günü Parsadan’ı yakalarlar.
Mahkemede basına ve hakimlere yönelik sert davranışları ile davanın sürekli gündemde kalmasını sağlayan ve bu yolla hayatını garanti altına alan Parsadan, 1997 yılında Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Örtülü Ödenek davasından 6 yıl 3 ay, mahkemeye hakaretten 2 yıl ve başka bir dolandırıcılık davasından 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Bayrampaşa Cezaevi’nden Afyon Cezaevi’ne nakledilen ve Sabancı Suikastı davasının sanığı, DHKP-C itirafçısı Mustafa Duyar ile aynı koğuşta kalan Parsadan 1999 yılında kime düzenlendiği hala aydınlatılamamış bir saldırıda ağır yaralandı. Parsadan, Mustafa Duyar’ın Karagümrük Çetesi mensuplarınca öldürüldüğü saldırının asıl hedefinin kendisi olduğunu ileri sürdü.
İnfaz yasasına göre 4 yıl 8 ay 28 gün cezaevinde kalan Parsadan 19 Şubat 2001 tarihinde tahliye edildi.
Yakalandığı omurilik kanseri sebebiyle tedavi gören Parsadan, 25 Temmuz 2006 tarihinde İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde öldü.

