Tartışma:Said Nursî

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Konu başlıkları

[değiştir] Şeyh Sait ile Said 'i Nursi aynı kişiler değildir. Mezarı,hayatı hakkındaki açılan bilgiler nesnel ve doğru değildir. Konu silinmeli,düzeltilmeli yahut net bir kaynaktan bilgi alınmalıdır. --√. 13:13, 15 Kasım 2006 (UTC)

[değiştir] Bilgi Talebi!

İTTİHAD-I MUHAMMEDİ FIRKASI (Fırka-i Muhammediye)

-1909

-İstanbul

-Kurucu ve Yöneticileri: Süheyl Paşa, Mehmet Sadık, Mehmet Emin Hayreti, Ahmet Esat, Mehmet Emin, Hafız Mehmet Sabri, Şevket Efendi, Bediüzzaman Saidi Kürdi, Hacı Hayri, Raşit, Ferik Rıza Paşa, Faruki Ömer, Şevki Efendi, Seyyid Müslim Penah, Refik, Muhammed Efgani, Ahmet Nazir, Ferik Hacı İzzet Paşa, Seyyid Abdullah El Haşimi El Mekki, İhsan, Hayri Abdullah Ziyaeddin, Şeyh Ali, Hacı Kazım, Hacı Mehmed, Tevfik Derviş Vahdeti ...

http://www.tbmm.gov.tr/partiler/partiler.htm


Bediüzzaman Saidi Kürdi < bu isim kimdir (Said Nursî'midir?) konuya vakıf olan arkadaşlardan bilgi istiyorum kısa ve öz lütfen.

Gelecek bilgiler doğrultusunda Kronoloji kısmına girebileceğim!

Saygılarımla.--LandSCape 11:54, 28 Nisan 2006 (UTC)

Sayin Landscape, O isim Said Nursi'ye aittir. Osmanli doneminde guneydogu eyaletlerine Kurdistan denildigi gibi, bolge insanina da yer yer Kurdi sifati ekleniyordu. O donemde de daha ziyade Said Nursi ismi ile aniliyor bazan da yukaridaki ornekte oldugu gibi Bediuzzaman Said Kurdi deniyor. Osmanlinin yikilisi ve Cumhuriyetten sonra dogal olarak Said Nursi ismi ile anilmaya basliyor. Kendisinin eserlerinde tercih ettigi ismi de bu. Bilmem aciklayici oldu mu? Isterseniz ekleyebilirsiniz. Tesekkurler... Resid Gulerdem 00:29, 29 Nisan 2006 (UTC)
  • Bediüzzaman isminden yola çıkarsak Said Nursi'dir diyebiliriz. Ancak "Kürdi" diye bir ismi veya lakabı yok bildiğim kadarıyla. Bediüzzamna lakabını taşıyan başka bir kişinin olduğunu da sanmıyorum araştırdığım kadarıyla. Burada adı geçen şahsın Bediüzzaman Said Nursi ile bir alakası olmadığı da bir kesin. Belki bir isim karışıklığı olmuş olabilir. Malum kayıtların eski olması falan ama bilemiyorum. Çok ilginç geldi bana. Enesener 22:07, 28 Nisan 2006 (UTC)
  • Sayin Enesener, yukardaki aciklamayi yeterli buldunuz mu? Basarilar... Resid Gulerdem 00:29, 29 Nisan 2006 (UTC)
  • Gerçekten ilk defa duyuyorum. Eserlerinde öyle bir isim hiç görmemiştim. Eselerinin hepsinde var mı bu isim? Teşekkürler. Enesener 19:42, 29 Nisan 2006 (UTC)
Eserlerinin hemen hicbirinde yok. Kendisi daha ziyade Said Nursi'yi kullaniyor. Bediuzzaman Said Kurdi gibi ifdadeler Cumhuriyet oncesi kulturun bir yansimasi olarak yine ayni donemde umumiyetle baskalari tarafindan kullaniliyor. Resid Gulerdem 00:09, 30 Nisan 2006 (UTC)

Sayın Enesener

1909 yılına ait bir kayıt bu, o dönem kurucu ve yönetici olarak katıldığı bir fırka (parti) ve o dönem yukarıda da Resid Gulerdem'in anlattığı gibi durum... Ben tesadüfen o dönemki örgütleri araştırırken buldum ve kronolojisine ekledim... Saygılarımla--LandSCape 19:47, 29 Nisan 2006 (UTC)

Tesekkurler... Resid Gulerdem 00:12, 30 Nisan 2006 (UTC)

[değiştir] Bediüzzaman Eklenmesi

  • "Said Nursi" isminin yanına lakabı olan "Bediüzzaman" isminin de eklenmesini talep ediyorum. Ben yapmaya çalıştım ama olmadı. Enesener 22:24, 28 Nisan 2006 (UTC)
Ansiklopedide biyografi maddelerine unvan yazılmaz; böyle bir gelenek yoktur. Madde başlığı yalnızca kişinin adından ve soyadından oluşur. Yaşamı süresince aldığı unvanlar varsa, madde içinde söz edilir. Muhammedcimci 15:36, 29 Nisan 2006 (UTC)
  • Tamam o zaman. Teşekkürler. Enesener 19:44, 29 Nisan 2006 (UTC)

[değiştir] Bediüzzaman

Bediüzzamanın asıl adı Said olmakla birlikte soyadı kanunundan önce Said-i Kürdi denmekteydi. Ancak soyadı kanununun çıkmasıyla Nurs köyünden olduğu için Said Nursi denilmiştir. Yalnız sayfada dikkatimi çeken bir şey var ki o da hep davlarından ve sürüldüğünden bahsedilmiş olması. Bunu taraflı bir anlatım tarzı olarak görüyorum. Birçok dava açıldığı doğrudur ancak bu davaların kaçından ceza almıştır ve aldığı cezalar da toplam ne kadardır dikkat edilmesi gereken bir konu. Yazıda Üstad'ın suçlu olduğu izlenimi verilmektedir. Oysaki yazdığı risalelerin hiçbirinde suç teşkil edecek bir unsur bulunamamıştır. Bunların da ifade edilmesi gerektiği kanaatindeyim.

  yukarida verilen bilgi bediuzaman said-i nursi yada osmanlidaki adiyla
said-i kurdi nin ittihadi muhammedi ye kurucu uye oldugu bir mana ile verilmekte.

1909 yilinda idamla yargilanmasinin sebeplerinden biri olarak mahkemede aleyhine delil olarak kullanilmis bediuzzaman mahkemeye verdigi beyanatta buna uye olmaktan gurur duydugunu bin basi olsa feda edebilecegi soylemistir. sayfa bediuzzamanin hayatini yasam felsefesi ve mucadelesini mahkemelerde kendisine karsi one surulen suclamalardan hic bir zaman delile dayali olarak hukum giymedigi belirtilmemekte,kisacasi yetersiz ve zayif bir sayfa olmus.bediuzzaman 1300 yillik gelenege sahip kurdistan islam geleneginden gelen medrese kokenli bir alim olmakla birlikte osmanlinin yikilisi ve tc nin kurulus yillarinda aktiv bir rol almis savaslarda bulunmus mecliste yer almis defalarca idamla yargilanmis ama gerisinde cok buyuk bir tefsir hukmunde risalei nuru birakmiski bu ona dunya capinda bir un getirmis dunyanin hemen tum ulkelerinde kendisini takip edenler oldugu gibi varolan butun islami dusuncelere tesir etmistir. kisacasi bediuzzaman lakabinda ki gibi zamanin en buyuk alimidir.hemen oylesine es gecilecek bir sahsiyette degildir.


sayfada cok sacma hatta yalan denilebilecek bir bilgi var oda 1922 yilinda bediuzzamanin laiklige karsi ciktigidir. birincisi laiklik henuz ilan edilmis degildi bu tarihte hatta en laik mebus bile bu tarihte en derin mumin gorunumundeydiki halkin destegi alinabilsin.ayrica turkiye cumhuriyetinin ayni zamanda butun islam aleminin halifesi hala istanbulda ve hala dini acidan etkindir,halifeligin oldugu bir devlet mekanizmasinda hangi laiklikten soz ediliyor.ittihat terakki karsitligi dense belki daha uygun olurduki ki bu cemiyet osmanlinin sonunu getiren milyonlarca vatan evladinin sehadetine aptalca turani hevesler yuzunden sebep olmustur. ikincisi bediuzzamanin karsi ciktigi laiklik 1930 larin sonlarindaki laiklik ki temeli ateisme dayanan dini devletten ayirmayi degil dini milletten ayirma gayreti icinde olanlara karsi cikmistir. ucuncusu bediuzzamanin en buyuk uyarisi bizzat mustafa kemale olmusturki milletin basi namazi terk ederse milletin hali ne olur demistir.kisacasi bediuzzaman hayatinin her safhasinda dininin ona yuklamis oldugu hatirlaticilik gorevini ifa disinda bir gayrette bulunmamis ancak onun derin ilmi ve kitleler uzerindeki derin etkisi kirilmasi icin hayati boyunca surgunlere mahkum edilmis ve kendisine karsi medyada anti propaganda geregi karalamalara girisilmistirki bu sayfa da bunun tesirleri altinda kalmis gozukuyor.lutfen objektif olalim




Maddedeki subjektif parçaları elimden geldiğince kaldırmaya çalıştım ama yazan öyle bir kotarmış ki yani çıkarınca bütünlüğü bozuluyor. Kişiler (Hele de böyle hassas kişiler) hakkındaki yazıların ansiklopedik düzeyde olmasına dikkat edelim, tabloid gazetesi tadında başlıklar hiç iyi durmuyor.

[değiştir] Görüş tümcesi ve çıkarılma nedeni

Madde metninde "Hayatı hep dini ve milli mücadele içinde geçti" diye bir tümce vardı. Dün çıkarmıştım, ama bugün yeniden eklenmiş. Özellikle böyle bir tümceye gerek yok. Bu tümce yalnızca yorum. Kişinin yaşam öyküsünü okuyan onun dini ve milli mücadele yapıp yapmadığına zaten karar verir. Ansiklopedi yazarı ise yargı belirten ifade yazmaktan kaçınmalıdır. Nitekim bazı okurlar onun dini ve milli mücadele yürüttüğüne karar verecek, ama başkaları ise tam tersini düşünecektir. Karar okura bırakılmalı. Sözkonusu tümceyi bir kez daha çıkardım. Muhammedcimci 20:27, 1 Ağustos 2006 (UTC)


burda okura birakilmasi gereken bir yan yok ,insanlar kendilerini kendileri tarif eder bir adam 40 kusiurat sene sirf dininin emirlerini halka iletme adina surgunlere mahkum ediliyorsa bu adam dini icin omrunu feda etmis demektir ayrica birinci dunya harbinde milis komutanligi yapmis bazi sehirlerin basta van olmak uzere isgaline bas kaldiran en etkin yore lideri unvani almis bu surecte mustafa kemal mus ve bitliste onun etkinligine bizzat sahit olmustur ankara da kurtulus savasi sirasinda tavrini tbmm den yana koymus kuvayi milliyeyi suclayan fetvayi kendi fetvasiyla bertaraf etmistir tbmm nin ozellikle mustafa kemalin onu fetva makaminda gormesi bu yetkiyi ona vermesi onun o donemde din isleri baskani ndan daha yuksek dini bir otoriteye sahip oldugunun kanitidir ayrica donemin alimlerinin ona bediuzzaman lakabi vermesi zamanin kutbu sifatini hakkettigini yani tum dunya uzerinde tarih boyunca bu ilmi sifata layik gorulen 4 kisi oldugu dusunulunce bediuzzamanin dine ve millete yaptigi hizmetler anlasilmis olur papaya ne kadar din adami sifatini layik gormemek onun kendi dinine kendini adamis oldugunu red etmek ne kadar sacma ise boyle bir iddia yi bediuzzamana karsi yurutmek o kadar sacma olur

Katılıyorum. "Hayatı hep dini ve milli mücadele içinde geçti" cümlesinde bir yorum/yargı yok bence de.Eğer hayatı bu şekilde geçmişse herkes tarafından bilinmektedir.Ve bu kişiden bahsedilirken nasıl birisi olduğu,hayatı ve düşünceleri de belirtilmelidir.Bence bu cümle ile "Kemal Sunal genellikle komedi filmlerinde oynadı" cümlesi arasında bir fark yok.Hatta bunu belirtmekte fayda var düşüncesindeyim. Necrocapo ►msj 02:52, 5 Ekim 2006 (UTC)

[değiştir] İçerik Değiştirme Talebi

İçerikte yer alan en yakın talebesi olarak Ahmet Hüsrev Efendi'yi görürdü açıklamasının Said Nursi'nin tanıtımı ile çok fazla ilgisi olmadığı kanaatindeyim. Said Nursi'nin görüşlerini yakından takip etmekteyim. Zaten tartışılır olan bu cümlenin maksatla da çok alakası olmadığını düşünüyorum. Şahsen Ahmet Hüsrev Efendi'yi çok sevmekle beraber, içerikte yer alan cümle bence tartışılır.

said nursinin en yakın talebesinin ismi şudur demek yanlış olur çünkü risale-i nurda hiç bir zaman en yakın talebem diye bir ibare geçmez fakat genel kanaat said nursinin en yakın talebesinin zübeyir gündüzalp oldugu yönündedir.fakat said nursi kitaplarında taleberinden farklı övgülerle bahseder .bunu da ihlas ve uhuvvet dusturunun bozulmaması için yapar


Yukarıdaki görüşler doğrultusunda, ilgili cümle çıkarıldı.

Sanırım konu hakkında bilginiz iyi. Nur Cemaati maddesine de bakmak ister misiniz? O maddeyi geliştirmek lazım, çok az bilgi var. Filanca 20:06, 16 Kasım 2006 (UTC)

TARAFLI TARAFLI TARAFLI.................................................. Bediüzzaman sadece ona inanaların oa verdiği bir isimdir................ Çok çirkin bir durum bu...............

Bediüzzaman, bu kişinin en yaygın bilinen lakabı, üstelik tarihte bu lakabı alan tek kişi değil. "Bediüzzaman" maddesine bakınız, diğer kişi de lakabıyla birlikte anılıyor. Vikipedi yaygın lakapları kabul eder. Filanca 13:19, 10 Aralık 2006 (UTC)

[değiştir] Kompozisyon planı

"Fikirleri ve yaptıkları" bölümünün "Fikirleri" olarak yeniden adlandırılması, sadece fikirleriyle ilgili bilgilerin olması, hayat öyküsüyle ilgili bilgilerin "Hayatı" bölümüne aktarılması gerekli. Şu anda hayatı hakkındaki bilgiler iki ayrı bölümde yazılı. Filanca 13:19, 10 Aralık 2006 (UTC)

[değiştir] Filozof?

Neden israrla Sait Nursi'nin bir filozof olduğunu yazıyor birisi anlamıyorum. Burda açıklarsa sevinirim. Nur Cemaati de bir "fikri hareket" olmanın ötesinde, bir dini hareket ve hiyerarşisi olan bir yapı. Filanca 22:30, 10 Aralık 2006 (UTC)

Mezhepsiz olduğuna dair de kaynak sunmak gerekli. Nurcular kendilerinin mezhepsiz olduğunu düşünyor. Neye dayanarak aksini iddia ediyorsunuz? Filanca 20:39, 12 Aralık 2006 (UTC)


[değiştir] Filozof,reformist,mezhepsiz

Türkiye'de defalarca uluslar arası çapta,risale-i nur ve said nursi sempozyumları düzenlendi. Sempozyumda yayınlanan bildirilerde said nursi'nin filozofluk yönü özellikle vurgulandı. Yani buraya said nursi'nin aynı zamanda önemli bir filozof olduğu eklenmeli diye düşünüyorum.

Said Nursi kendinden önceki islam Bilginlerinden çok farklı bir din anlayışı ortaya koymuştur. Bu bakımdan reformisttir.Bu da kongre bildirileri ve hakkında oryantalistlerin yazmış oldukları makalelerden anlaşılabilir.

Bazı ibadet kurallarında Sait Okur(s.nursi) Hanefilik Mezhebinin hükmüne muhalif olarak kendi görüşünü bildirmiş ve kendi grubunda olanlara(nurculara)uygulatmıştır.Kastamonu Lahikasında bu görüşleri bulmak mümkündür.

Bu yönüyle S.nursi'nin bağlı bulunduğu bir mezhep yoktur.'"mezhepsiz"' olarak tanımlanması gerekmektedir. Burada bir hakaret kastı aramak art niyeti gösterir.evi olmayan birine "evsiz" demek ne kadar yerinde ise, ibadetleri yaparken herhangi bir mezhebe bağlı olmayan S.nursi'ye "mezhepsiz" demek o kadar yerinde bir tanımlamadır.

Ayrıca,nurcuların bir kısmının onun "mezhepsiz" olduğunu kabul etmemeleri "tarafsız" olmak zorunda olan bizleri etkilememeli diye düşünüyorum.

Filozof reformist yada mezhepsiz sizin görüşünüz.Lütfen madde içerisindeki değişikliği en azından tartışmadan yapmayın.Açıkçası filozof yada reformist oldugunu düşünmüyorum...--Nihan 21:45, 14 Aralık 2006 (UTC)

Düşüncelerinizi kaynakla destekleyin lütfen. Sait Nursi'nin eserleri hangi felsefe dergisinde yayımlanmış, hangi filozof kendisine referans vermiş? Ayrıca Nurcular ve kendisi mezhepsiz olmadığnı söylerken sizin bu iddiayı öne sürmeniz de kaynak gerektiriyor. Filanca 23:02, 15 Aralık 2006 (UTC)


==İlerleme kaydetmek için== Deneme.... Said Nursi'nin İslam alimi değil filozof olduğunu iddia ederek sürekli "islam alimi" ifadesini silen kişiye: Lütfen bu kişinin filozof olduğun açıkça yazan bir biyografiyi kaynak gösterin. Ayrıca dikkat, bunu yapsanız dahi islam alimi olduğu yazısını silmemeniz, sadece filozof olduğunu eklemeniz gerekir. Ayrıca mezhepsiz olduğuna ilişkin de kaynak belirtmenizi rica ediyorum. Hem de güçlü bir veya daha fazla kaynak olmalı, zira bu kişinin Şafii mezhebinden olduğunu gösteren çok sayıda kaynak var. Son olarak, "Bediüzzaman" ismini "taraflı" olduğu iddiasıyla silmeyin lütfen. Taraflı gibi gözükseler bile Vikipedi yaygın lakapları kabul ediyor. Örneğin, Mırza maddesine bakınız. Filanca 17:49, 22 Aralık 2006 (UTC)