Tartışma:Sabetaycılık

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Düzenlemelerle devam edilecektir.

Diren 13:01, 20 Ocak 2006 (UTC)

Makalenin adının "Sabataycılık" olarak değiştirilmesini uygun buluyorum. Ruzgar 13:01, 22 Ocak 2006 (UTC)

Katılıyorum. Aksi halde "Sabetaycı" kelimelerini de "Sabetayist" diye düzeltmek gerekir. Bizim topraklarımızda doğan bir harekete yabancı hava vermek niye? Filanca 08:45, 9 Eylül 2006 (UTC)


Konu başlıkları

[değiştir] Çok Saçma

Laikliğin bir Sabetaycı icadı olduğunu iddia etmek, ülkedeki rejim düşmanlarının kullandığı bir mazeret olabilir ancak. O zaman Atatürk de mi gizli Yahudiydi yani?

Bakalım Ibrahim Bey ne demiş:

"Militan ve fanatik Sabataycıların bu ülkeye, bu devlete, bu halka yaptıkları kötülüklerden biri de devletle sistemi, devletle bir ideolojiyi özdeşleştirmiş olmalarıdır."

Söz konusu ideoloji laiklik mi? Peki bütük laiklik taraftarları "yobaz Sabetaycı" mıdır? Molla rejimi altında ezilen Iran'dan çok daha özgür ve mutlu bir ülke olduğumuzu kim inkar edebilir, bunun sebebinin laiklik olmadığını kim iddia edebilir?

Her kesimde iyi ve kötü insanlar vardır, Müslüman ya da Musevi. Herkesin inancı kendine, kimse kimseye hakaret etmemeli.

Ayrıca linkteki sitelerden biri çok çirkin iftiralarla dolu --yazıldığı gibi "Siyonizmi ve Sabetaycılığı eleştiren bir site" değil. Yahudilerin kan içtiği ve insan eti yediği bile yazılmış. Bariz bir şekilde, Yahudileri şeytanlaştıran bir site. Ülkede çok küçük bir Yahudi azınlık olduğunu biliyorum, ama yine de başkalarının dini inançları hakkında bu tür iftiralar atmak bana adaletsizce ve ağır geliyor.

Acaba bunları yazdığım için bana da Sabetaycı yaftası yapıştıracak mısınız? Merak ediyorum.

[değiştir] "Sabataycı Olduğu İddia Edilen Kişilerin Listesi Silinmesin Çünkü ..."

Evet, iddia edilen kişilerin Sabataycı veya Sabetaycı olup olmadığının kanıtlanması güç yalnız bir noktada aklıma şu geliyor. Yayınlanan liste, burada yayınlansa ve daha sonra o listenin başına yazılsa; bu bir iddiadır kimin tarafından yapıldığı biliniyor ya da bilinmiyor. Bu şekilde bilginin doğruluğunun kesin olmadığı ya da doğrulanamayacağı okuyucuya ilan edilse ve sonra seçim okuyucunun kendisine bırakılsa. Demek istediğim şudur ki , okuyucu edindiği diğer bilgiler ile buradaki bilgileri de kullanarak kararını kendisi verse ve Evet bir konuda kesinlikle haklısınız Bir Ansiklopedi de Kesinlikle Kanıtlanmayan bilimsel bir veri açıklanmaz ya da doğruluğundan emin olunmayan bilimsel olmayan veri Ör: kişilerin hayatları ve onların hayatları hakkında söylenenler. Fakat şunu unutmuyor muyuz sizce? Burası Wikipedia , zaten normal ansiklopedi anlayışının dışında ,herkesin söz sahibi olduğu, herkesin katılımda bulunabileceği bir yer; bilimsel bir alt yapısı olsun, olmasın. Bu durumda bilimsel olsun olmasın , kanıtlansın kanıtlanmasın kişilerin görüş , düşünce ve bilgilerinin paylaşımına açık bir alandayız. Bu nedenle, kanımca bazı bilgiler silinsin, bazı bilgiler kalsın şeklinde biraz polis vari bir yaklaşımla insanların ne okuyup, okumayacağına karışma gibi bir davranışta bulunmak yerine, yazılanı da muhafaza ederek ,gerek yazılan gerek yazılmayan şeyler hakkında bilgileri de paylaşıma açmak sizce en özgürce yaklaşım ve en özgürce davranış olmaz mı? Bu sadece bu konu için değil genel olarak Türkçe Wikipedia için bence güzel hatta mükemmel bir yaklaşım olur.

Hem iddia edilen kişiler dilerlerse iddialara cevap verebilirler eğer yaşıyorlarsa, ve eğer umursamıyorlarsa bunu görmek sanırım herkesin hakkı.


[değiştir] "Sabataycı Olduğu İddia Edilen Kişiler"

Ansiklopedi de gerçekliği belirsiz ve kanıtları olmayan bir konunun yer alması uygun değil bence. Mustafa Kemal Atatürk hakkında ki bu iddia ile ilgili kesin olan her hangi bir belge yoktur. Sadece bir kesimin iddiasıdır. Doğrudur Mustafa Kemale adını veren öğretmeni sabetaisttir ama bu Mustafa Kemalin öyle olduğunun kanıtı değildir. Sadece bir dedikodudur ki bir Ansiklopedi kaynak olarak dedikodulara göre yazılamaz diye düşünüyorum. Dolaysıyla Mustafa Kemal Atatürkün Sabatisyen olduğu konusunun kaldırılmasını öneriyorum. Diren 17:30, 22 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] Sui Zan

Kanıtlanamayan bilgiler Ansiklopedilere girmezler, ancak tartışma forumlarında konuşulur kesinliği kanıtlanmamış bir bilgi ansiklopediye giremez. Bunun adı iftira olur. Bence kanıtlanması mümkün olmayan tüm isimler kaldırılmalıdır.

--Wisdom 22:29, 22 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] Kanıtlanamayan bilgi

Bu açdan bakacak oluresak ansiklopedi ansiklopedi olmaktan çıkıp dedidkodu bilgilendirmesi olurki bunun tutarlı hiç bir yanı yoktur. Kesinlikle Bu tarz bilgilerin yer alması gereksiz bence. (Kastim Mustafa Kemal ile ilgili) Diğer isimlere gelince burada kayıtlı olan bir çok isim bir çok kez basında yer almış ve ne adı geçenler nede birinci dereceden akrabaları bunun tersi olduğuna dair teksip yayınlammışlardır. Elbette ilk akla gelen Mustafa Kemal içinde bu düşünüle bilir. Ama yazıllı hiç bir belgede Musatafa Kemal Atatürk ün Sabatisyen olduğuna dair sağlam kanıt yoktur bunu ispatlayan varsa buyursun ıspatlasın ozman bu tür bir yazının buraya konmasına kendi adıma destek olurum.

Diren 23:53, 22 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] İsimler Çıkartılmalı

Burası bir Sabetayist gibi gösterilmesini doğru bulmuyorum.

Sabetayism son zamanlarda bir grup tarafından maksatlı olarak karalama amaçlı kullanılmaya başlandı. Bu maksatlı grup kendileri gibi düşünmeyen insanlara Sabetaycı yaftasını takmakta, "Çamur at izi kalsın" tekniğini uygulamaktadır. Bu kişiler bu olayı o kadar ileri götürmüşlerdir ki neredeyse Türkiye'nin yarısını Sabetaycı ilan etmişlerdir.

Bir kişinin Sabetaycı olduğunu iddia ediyorsanız cesur davranır kendi ad soyadınızı da yazar ve "İddia Ediyorum ki filanca kişi Sabetaycıdır" dersiniz. Böylece hakkınızda açılacak tazminat davalarının da sonucuna katlanırsınız ama böyle aypmayıp bir Nick arkasından ona buna Sabetaycı yaftası giydirenlerin yaptığı en az Sabetaycıların yaptığı kadar iki yüzlülüktür.

Saygılar, Wisdom 01:14, 23 Ocak 2006 (UTC)

Burda benim yazdığım kişiler sebataycı olduğu soy olarak kanıtlanan kişilerdir. Ayrıca hiç bir zaman bunu inkar etmemişlerdir. Atatürk konusuna gelince, bana göre de Atatürkün sabataycı olduğu iddiası saçma çünkü Atatürk masonluk gibi sabataycılarla dirsek teması bulanan kurumları kapatmazdı. Ayrıca diğer sabataycılar gibi başka bir ülkenin mandasına girmeyi kabul ederdi. Ancak böyler bir iddia var büyük bir kesim de buna inanıyor, bende bu konu hakkkında bir şeylerin yazılması taraftarıyım. Fethullah Gülen makalesinde de böyle iddialar hakkında yazılar var. Saygılarımla Ruzgar 14:06, 23 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] Ek makale

Sabataycılık konusunda kaçık kim? İki yazar arasındaki tartışmaya adı karışan M. Şevket Eygi, Yalçın Küçük'e 'kaçık profesör' diyen Can Dündar'a kızdı, Sabateistlerin özelliklerini sıraladı ve meydan okudu 21 Ocak 2006 14:03

Milliyet yazarı Can Dündar'ın bir yazısı ile başlayan ve Hürriyet Yazarı A. Hakan'ın kendisini muhatap alan bu yazıya verdiği cevapla gelişen Sabateist polemiğine adı karışan Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, genç yazarlara Sabateizm dersi verdi ve onlara meydan okudu. Bu konuda yazarları, ciddi açık oturumlar yapmaya davet eden Eygi, "Benim teklifim şudur: Böyle açık oturumları Sabataycı olmayan bir noter idare etsin. Var mı cesaretleri?" diye sordu.

İşte Eygi'nin bugünkü yazısının tam metni: Sabataycılık konusunda kaçık kim?

BİRTAKIM büyük gazete, dergi ve televizyonlarda o kadar cahil, o kadar kültürsüz ve ufuksuz kişiler var ki, Türkiye’de Sabataycılık meselesinin benim “Sabataycılar yahut Yahudi Türkler” isimli kitabımla ortaya çıktığını sanıyorlar. Neymiş efendim ben o kitabı yazmışım, televizyonda Abdi İpekçi’nin kızı ile program yapmışım ve ortaya bu fitne çıkmış...

Mâzisi daha eskidir ama Sabataycılık meselesi asıl 1924’te Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşmüştür. Karakaşzâde Rüştü adında bir Dönme Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bu konuda dehşetli açıklamalar ihtiva eden (içeren) bir dilekçe vermiş, o tarihte hür olan basın (daha sonra dizginlenmiştir) konuyu sütunlarına taşımış ve ülke uzun bir müddet bu meseleyle çalkalanıp durmuştur. Meraklılar, 1928’den önceki Türkçeyi okumayı ve mânasını anlamayı biliyorlarsa kütüphanelere giderek eski gazete ve dergi koleksiyonlarını inceleyebilir.

Sabataycılık meselesi 1950’li yıllarda da tartışılmıştır.

Hâfıza-i beşer nisyan ile mâlüldür (İnsan hâfızası unutmak hastalığı ile illetlidir), sonra bu mesele unutulmuş veya daha doğrusu unutturulmuştur. Neden? Çünkü bazıları asıl kimliklerinin ortaya çıkmasından hoşlanmazlar. Büyük bir gazetenin yazarlarından biri Sabataycılık konusunda altı ilmî araştırma kitabı yazan bir profesör için “Kaçık profesör” demiş. Doğrusu yakışıksız bir tâbir. Fikirlerini, görüşlerini beğenmiyorsan, araştırmalarında yanlış varsa, bunları ciddî, seviyeli, edebli bir şekilde dile getirirsin. Kaçık profesör demekle ne kazanacaksın? Hiçbir şey kazanmaz, sadece zarar edersin.

Türkiye Sabataycıları ile (Başka ülkelerde de Sabataycı vardır, ülkenin dominant dinî kimliği neyse o renge bürünürler, taqiyye yaparlar...) ilgili bir takım iddia ve ithamlar bulunmaktadır. Tarihçiler, ilim adamları, araştırıcılar, üniversite profesörleri elbette bunları inceleyeceklerdir. Yeter ki, seviyeli şekilde incelesinler.

Bu iddiaların bazısını sayıyorum:

  1. İki kimliklidirler. Dıştan Müslüman ve Türk gibi görünürler, asıl kimlikleri ise Sabataycılık dini ve sektidir.
  2. Kendilerini gizleyerek Türkiye’de güçlü bir hakimiyet ve saltanat kurmuşlardır.
  3. Prof. Yalçın Küçük onların üç özelliğini şöyle sayıyor: (a) Ülkenin rantlarının arslan payını yerler. (b) Ehil ve lâyık olmadıkları halde köşebaşlarına, önemli mevkilere hep kendilerinden olanları getirirler. (c) Kendilerine mahsus isimleri, soyadları vardır.
  4. Ülkemizde kaç Sabataycı bulunmaktadır? Bu rakamı kestirmek çok zordur. Ben başlangıçta hayli az olduklarını düşünüyordum. Şu anda iki milyonluk bir kütle oluşturduklarına inanıyorum.
  5. Sabataycılar bilhassa ceza hukuku sahasında ağırlığa sahiptirler. Niçin? Bunu siz düşünün.
  6. Bir kısım Sabataycılar, zâhiren Müslüman görünmelerine rağmen agresif (saldırgan) şekilde İslâm dinine ve dindar Müslümanlara düşmanlık etmektedir.
  7. Laikliği çığırından çıkartmış ve koyu, fanatik, ödünsüz sert bir laikçilik ideolojisi üretmişlerdir.
  8. Atatürk’ü kullanmaktadırlar. Yaptıkları her şeyi meşru ve haklı göstermek için dogmatik bir zihniyetle Atatürk’ü kalkan yapmaktadırlar.
  9. Türkiye Sabataycıları mono-blok, homojen bir yapıya sahip değildirler. Karakaşlar, Kapanîler, Yakubîler diye üç büyük aileye veya kabileye ayrılmışlardır. Aralarında geçimsizlikler vardır. Bazen birbirine hiç acımazlar. Adnan Menderes’in asılmasında çok tuzları biberleri bulunduğu iddia ediliyor.
  10. Adnan Menderes niçin asıldı veya astırıldı? Bu konuda henüz isbat edilmemiş rivayetler vardır. Gerçekten Müslüman olduğu, Meclis’te Demokrat Partili milletvekillerine “Arkadaşlar, Millet size vekalet vermiştir, siz isterseniz Hilafeti bile geri getirebilirsiniz” dediği, Antalya ve İzmir’de “Bu memleket Müslümandır, Müslüman kalacaktır, İslâmiyetin bütün icapları yerine getirilecektir” dediği için...
  11. Sabataycıların Müslüman Türklere “Acı Soğan” dediği söylenmektedir.
  12. Devlet arşivlerindeki Sabataycılarla ilgili belge ve dosyaların sinsice imha ve yok edildiği rivayet ediliyor. (Gershom Scholem Sabatay Sevi ile ilgili önemli ve temel kitabında böyle yazıyor.)
  13. Türkiye’deki müzmin din-devlet çekişmesinin Sabataycıların eseri olduğu da bu rivayetler içindedir.
  14. Önemli bir rivayet daha: 1915’te Ermenilerin başlarına gelenlerin Sabataycılar tarafından planlandığı iddia ediliyor. (Geçenlerde bu konu ile ilgili bir internet referansı yayınlamıştım.)
  15. Türkiye devletinin yayınladığı İslam Ansiklopedisi’nde ve Türk Ansiklopedisi’nde Sabataycılık ile ilgili maddeler bulunmaktadır.
  16. Meşhur Varlık Vergisi hâdisesinde, mükellefler listesindeki Sabataycıların hizasına “D” harfinin konduğu bilinen bir şeydir.
  17. Türkiye’de vatandaşlar arasında eşitlik olduğu, lakin Sabataycıların “Daha eşit” statüsünde bulunduğu iddia edilmektedir.
  18. Sabataycıların büyük medyada tekel ve kartel kurdukları da iddia edilmektedir.
  19. Sabataycıların Müslümanların dinî yapı ve teşkilatına sızdıkları rivayeti vardır. Melâmiliğin üçüncü derecesine sızmışlardır. Bir kısmı Mevlevî görünmektedir.
  20. Türk halkını Türk Kürt, Sünnî Alevî, Dinci Laik, Sağcı Solcu, Şucu Bucu diye birbirine düşman, birbiriyle çatışan gruplara ayırdıkları iddia edilmektedir.Daha çok rivayetler var. Bu kadar yeter.

Bütün Sabataycıları mı suçluyorum? Hayır, onların içinde kendi halinde, yukarıda sayılan rivayetlerle ilgili olmayan vatandaşlar da vardır. Kendilerini aşan, ellerinde olmayan bir şekilde iki kimlikle doğmuşlardır. Zaten bir çoğuna Sabataycı olduğu, evlenme yaşına geldiği zaman söylenmektedir ve bunu öğrenince şok geçirenler de vardır.

Yukarıdaki maddeler arasında zikr etmedim, sırası gelmişken kayd edeyim:

Sabataycılar Müslüman Türklerle evlenmezler. Genel kural budur. İstisnâlar bu kuralı bozmaz.

Türkiye’de Sabataycılık konusu mutlaka seviyeli ve ciddî şekilde araştırılmalı ve incelenmelidir. Kimler yapmalıdır bu işi? - Ciddî, güçlü, seviyeli tarihçiler, - Sosyologlar ve antropologlar, - Büyük fikir adamları, - Haysiyetli büyük medyacılar. - Üniversite mensupları.

Sabataycılar böyle araştırmalar yapılmasını istemiyor. Çünkü onların birinci temel ilkesi gizliliktir. Açığa çıkmak istemezler.

Haklarındaki iddialar vahimdir. Türkiye’deki birçok olumsuzluk onların üzerine yıkılmak isteniyor. Temiz çıkmak istiyorlarsa araştırmalara taraftar olmaları gerekir.

Ben Müslüman bir Türkiyeli olarak bir kısım Sabataycıların (Hepsi değil) dinime, mukaddesatıma, temel haklarıma saldırmalarından son derece rahatsızım. Onlar dindar Müslümanları bu devlet, bu ülke, Cumhuriyet için bir tehlike ve tehdit olarak görüyorlar. Böyle bir iddia kesinlikle yalandır, iftiradır.

Her kesimde olduğu gibi dinî kesimde de birtakım sömürücüler, sahtekârlar, münâfıklar, arivistler bulunabilir. Ben bir Müslüman olarak, dinî kesimdeki böylelerini şiddetli bir şekilde tenkit edip lânetliyorum. Ancak din sömürücülerini tenkit ve takbih etmek (kötülemek) başka, bütün Müslümanları potansiyel bir tehdit ve tehlike olarak görmek başkadır. Sabataycıların bir mârifeti de kendilerinden biri malı götürürse ses çıkartmamaları, kendilerinden olmayan biri yolsuzluk yapınca ortalığı velveleye vermeleridir.

Benim hırsızım iyidir, onların hırsızı kötüdür... Bu ne biçim kafadır? Militan ve fanatik Sabataycıların bu ülkeye, bu devlete, bu halka yaptıkları kötülüklerden biri de devletle sistemi, devletle bir ideolojiyi özdeşleştirmiş olmalarıdır. Onların, böyle bir yanlışa düşmeyecek kadar kültürleri vardır ama işlerine geldiği için bu konuda ısrar edip duruyorlar.

Kuruntuları, “Kaçık Profesör...” suçlamalarını, paranoyaklığı, ilkelliği, peşin fikirleri bıraksınlar ve cesaretleri varsa televizyonlarda ciddî açık oturumlara çıkıp tezlerini savunsunlar. Ciddî açık oturumlar dedim. Sabataycının biri sunucu olacak ve muhaliflerini konuşturmayacak... Yağma yok!

Benim teklifim şudur: Böyle açık oturumları Sabataycı olmayan bir noter idare etsin. Var mı cesaretleri? --Erzurumlu İbrahim 01:22, 23 Ocak 2006 (UTC)

[değiştir] Kimse Türkiye'de Sabetaycı Yok Demiyor

İbrahim Bey,

Kimse Türkiye'de Sabetaycı ve Sabetaycılık yok demiyor. Bu gün Türkiye'de 100 bin civarında Sabetayist kökenli insan var bunların bir kısmının zaman içinde Sabetayizmle alakası kalmamış bir kısmı ise hala inanıyor.

Beni karşı çıktığım bizim gibi düşünmeyen insanlara hemen Sabetaycı damgasının vurulması. Mesela sizin yazdıklarınızdan hoşlanmıyan biri sizin hakkınızda "Erzurumlu İbrahim Sabetaycıdır zaten İbrahim Abraham'dan gelir" dese hoşunuza gider mi? Artık uğraşın sabetaycı olmadığınızı kanıtlamaya ailenizden 5 tane müftü, 10 tane imam çıksa bile farketmiyor çünkü Sabetaycılar her makama sızmışlar. Tarikat mensubu (mevlevi, Melami) olanları bile var. Ne yapsanız sabetaycı olduğunuzu iddia edeni ikna edemezsiniz zaten onun niyeti ikna olmak değil ki!

Benim karşı çıktığım gerçekten de elde kanıt yokken birilerini sırf karalamak için Sabetaycı ilan edilmesi. Yoksa İpekçiler'in, Bezmenler'in ve bir takım medya patronlarının sabetaycı olduğunu inkar eden yok.

Saygılar, Wisdom 01:49, 23 Ocak 2006 (UTC)

Bu söylediklerinizi makale içine gömebilirsiniz. --Erzurumlu İbrahim 02:19, 23 Ocak 2006 (UTC)



[değiştir] Bu Tepki Niye?

Bu konuda bir bildiğiniz varsa, yazınız ki biz de aydınlanalım. Yoksa sadece "Silinsin!" diye yaygara kopardığınız da, adama "Bu tepki niye?" diye sorarlar.--Can Macit 15:24, 12 Mart 2006 (UTC)

[değiştir] Sabataycı kökenliler listesi

Bu başlık altında bir sürü kişi listelenmektedir. Hangi kirtere ve güvenilir kaynağa göre bu listeye girdikleri belli değildir. Kendi deklarasyonları, bilinen bir iyelikleri ya da benzeri sağlam bir kaynak olmadığı sürece insanları böyle gruplara ayıramayız. Ansiklopedi söylentiler ile yazılamaz. Çok iddialı bu listeyi kaynak gösterilinceye kadar siliyorum. --Özgür 18:39, 2 Temmuz 2006 (UTC)

[değiştir] Ek bilgi

Sabetaistler 20.yuzyılın başlarından itibaren Masonlarlada yakın ilişki içine girmişlerdir.Türkiyede laik düzünin kurulmasında büyük katkıları olduğu iddia edilmektedir.Hatta Can DÜndar Atatürk'ün sabetaist oldğu iddia etmiştir bunuda yaşadığı bölgeye(Selanik sabetaislerin en yoğun yaşadığı bölgedir) ve ilk gittiği okulun Sabetaitler dışında öğrenci kabul etmediğini belirterek söylemiştir.Ayrıca Soner Yalçın "Efendi" kitabında Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın Sabetaist olduğunu ima etmiştir.

Not:Sabetaistler sadece birbirleriyle evlenirlermiş.


-mış, -müş demesi birisine çamur atması kolay ama o kişi Atatürk olursa buna izin vermem iddialarınız ve kulaktan dolma bilgileriniz sizde kalsın Atatürk'e sabetaycı diyememişsiniz de dolaylı olarak öyle demeye getirmişsiniz. Burası tartışma alanı ama forum değil bu tür yazılarınızı kendi görüşünüzde olan forumlarda dile getirin.--UA 15:09, 21 Ağustos 2006 (UTC)

[değiştir] Dış bağlantılar

Dış bağlantıyı devamlı silen arkadaşa itafen yazıyorum; Vikipedi'de "eleştirel siteler dış bağlantı olarak eklenemez" diye bir kural yok isterseniz size içinde eleştirel bağlantı olan bir sürü madde gösterebilirim . Vikipedi'nin beş temel taşında da belirtildiği gibi önemli olan tarafsız bilgi vermektir. Bunun için madde içinde farklı görüşlere yer verilir ve konuya farklı açıdan bakan sitelere bağlantı verilir eğer sabetayizmi anlatan başka siteler biliyorsanız onları da ekleyebilirsiniz. --Ruzgarmesaj 20:11, 2 Eylül 2006 (UTC)

Yahudilerin kan içtiğini ve yamyamlıkta bulunduğunu iddia eden bir site, "eleştirel" olarak açıklanamaz ve bu boyuta indirgenemez. Lütfen bu linkleri eklemekten vazgeçin. Zeytincik 20:34, 18 Aralık 2006 (UTC)

[değiştir] izm

Sabetayizm yerine Sabetaycılık kullanılmalı. Sabetayizmi açıkçası ilk defa duydum.

Ben sayfa ilk başlatıldığında da belirtmiştim. Bu sayfanın adı Sabetaycılık olmalı. Her yerde böyle anılıyor. --Ruzgarmesaj 12:42, 10 Eylül 2006 (UTC)