Tartışma:Harut ve Marut

Vikipedi, özgür ansiklopedi

harut ile marutun yoldan çıktığını kabul eden hiçbir islami kaynak yoktur. bu ayetin bu şekilde meal ve tefsir edilmesi hatadır. bu iki meleğin, Allahın emri ile sihir öğrettiği umumun kanaatidir.

Tamam, madem itiraz var, konuyu bir inceleyelim. Mdakin 19:54, 3 Ağustos 2006 (UTC)

İtiraz haklı gibi görünüyor, tefsirlerde Harut ve Marut ile ilgili iddia'nın asılsız olduğu belirtilmiş. kaynaklar arasında detaylı bir analiz de var, maddeyi gerekli şekilde düzelttim. Eğer değiştirilmesi gerekir dediğiniz bir yer varsa tekrar inceleyelim. Mdakin

[değiştir] Harut Marut sözcüklerinin anlamı ve Babille ilişkisi

Harut Marut için aşağıdaki yer isimlerinin (Harod Maroth) anlamları göz önüne alındığında Harut Marut Korku/Korkan, Üzüntü/Üzülen şeklinde bir anlama geliyor.

(Hakimler 7:1)     Harod (HARUT ) : hayret,şaşkınlık; korku , korkan
(Mika 1:12)        Maroth  (MARUT) :  acı,keder;büyük üzüntü,üzülen

Bakara 102 O şeytanların (o Babilli putperestlerin töresini izleyenlerin), Süleyman’ın krallığı hakkında uydurduklarına tabi oldular.Süleyman kafir olmadı.Fakat onlar , insanlara o sihri ve Babil kaynaklı o iki melek –Harut(Korku / Korkan) ve Marut(Üzüntü / Üzülen)-ile ilgili (Babilliler tarafından) indirilen (verilen/bahşedilen/döktürülen) şeyleri öğreterek kafir oldular. O iki şey , kişiye « biz bir fitneyiz/ayartıcıyız, sakın kâfir olma! » demekten başka bir ders vermemekteler. İnsanların ise, o iki şeyden çıkardıkları ders, kişi ile eşinin arasını ayıracak şeylerdir. Onlar, Allah’ın izni (verdiği eylem serbestisi) hariç hiçbir kimseye sihir yoluyla herhangi bir zarar verememekteler. Onlar, hem kendilerine zarar veren,hem de kendilerine yarar sağlamayacak şeyler öğrenirler. Sihre müşteri olan kimselere ahırette güzel muamele olmadığını bilmişlerdi. Uğruna benliklerini sattıkları o şey, ne de kötüdür; keşke bilseler.” Toplumlarda büyü ile ilişkili olarak korku/korkan ve üzüntü/üzülen ile igili türlü türlü efsaneler vardır ve bunlarla yasak aşklara meşruluk kazandırılmaya çalışılmış ve çalışılmaktadır.Yani eşlerin arasını açmak: Gök kraliçesi İştar Babillilerin tanrıçası Yeremya 7:18 de kınanır. Tammuz Babillilerin verimlilik tanrısı Hezekiel 8:14 te kınanır. Lat Uzza Menat gibi melek inançları Kuran’da 53.sure 23.ayette kınanır. Ayrıca bakınız. Kuran15.sure14-15 ve 43.sure19-21.ayetler.

Bakara 102 de Harut-Marut ile sadece bir efsane değil, Harut Marut Zühre Yıldızı gibi tüm yasak aşk konulu efsaneler kınanmaktadır.Kuran, Süleyman’ın Krallığı ile ilgili iftiraların hangi şart ve ortamlarda oluştuğunu hatırlatıyor. Süleyman’ın krallığı ve kafir olması (putlara tapışı, Süleyman Tapınağı’nın geometrik gizemi; baba ve annesinin yasak aşk yaşamış olması) gibi kutsal olmayan sözlerin bir nedeni Babil’dir(Babil esareti) .Babilliler,buna -kendi putperest öğretileri olan o sihir ve o Harut Marut efsaneleri ile zemin hazırlamışlardır. “ONLAR(HALK); O KİMSELERİN, KİŞİ İLE EŞİNİN ARASINI AÇMADA BAŞVURDUKLARI O ŞEYİ, O İKİ ŞEYDEN KAYNAKLANANI ÖĞRENMEKTELER.” Babilde putperestler tarafından uydurulan büyü , korku-üzüntü konulu efsaneler ve de türevleri (Harut, Marut adlı iki melek ve Zühre yıldızı gibi efsaneler) aşkın nelere kadir olduğunu,aşk uğruna işlenen cinayetlerin ve zinanın karşı konulamaz olduğunu, neredeyse bu olayların mazur görülmesi gerektiğini bilinç altına işlemeye çalışır.Bu öğreti, Bakara 102 de efsaneye ve onlarla ilişkin büyü denen uygulamalara atıf yapılarak kınanır. Efsane ile Süleyman’ın babası ve annesi ile ilgili iftiraya(babası ve annesinin sözde yasak aşkı ve aşk uğruna işlenen cinayet bkz. II.Samuel 11:2-25), büyü ile de Süleyman Tapınağı'nın geometrik ölçüleri ve Süleyman’ın bu gizemle krallığını büyülerden yararlanarak kuvvetlendirmesi ile ilgili iftiralara yani Süleyman’ın Kral oluşu ve Krallığını kuvvetlendirişi ile ilgili gerçek dışı söylencelere atıf var.Kuran, Süleyman peygamberin kral oluşu ile ilgili olarak babası Davut’a iftira atanları ;ayrıca bu iftiraları ve iftiraya zemin hazırlayan o tür efsaneleri, Süleyman’ın kral olduktan sonra büyücü olup bu yolla krallığını güçlendirdiği şeklindeki uydurukları öğreti yapanları şeytan (kötü kişiler) olarak isimlendiriyor.


BABİL üzerine yapılan vurgu: Bakara 102 de Babil’e dolayısıyla İsrail oğullarının bildiği Babil esaretine, bunun onlar üzerindeki etkisine, ellerindeki hak ile batılın karışmış olduğu bilgilere atıf var ve vurgu bu yönde. Babil’in neden olduğu korku,üzüntü ve o büyü öğretileri: O zamanki Babil medeniyeti, büyü ve efsaneleri bir öğreti haline getirmiş, esir edindikleri ehli kitap çocuklarını (israiloğullarının gençlerini) zorla kendi iğrenç törelerini öğrenmeye ve öğretmeye tabi tutmuşlardır. fitne sözcüğü ile(fitne:altını, gümüşü potada,ateşte eritme) bu gençlerin ateşe atılmak ile tehdit edilmiş olduklarına, “sakın kafir olmayın”sözleri ile zorla bu işe yöneltildiklerine, bu işi istemeyerek yaptıklarına işaret var. melek sözcüğü ile 12.sure31. ayetteki melek sözcüğü çağrışım yapmakta;bu örnekte olduğu gibi kelime mecaz anlamda insan için de kullanılmaktadır. Babil esaretinde kalmış olan o gençler de putperestler tarafından melek ismiyle isimlenmiş gibi bir çağrışım yapmaktadır.Babil'de esir tutulan o gençlere büyü,fal, putlara tapma … kendilerine işkence yapılmak suretiyle bir eğitim olarak verilmiş, o gençler de doğal olarak o zamanki şartlar da bilge! kabul edilmişlerdir.(Eski Antlaşma / Daniel incelenebilir: Daniel 1:3-4,Daniel 3:6,Daniel2:2,Daniel2:12, Daniel2:24 ,Daniel 4:6-9) Neticede o putperest kültür (Babil); büyü ve ahlak dışı efsanelere ilim, bunları öğretenlere de bilge denmesine sebebiyet vermiştir. Süleyman Peygamberin Krallığı ile ilgili uydurulanlar, kendisine ve anne babasına atılan o iftiralar o şartlar altında şekillenmiş ve ortaya çıkmıştır.

[değiştir] Harot ve Marot

Bakara Suresi 102. ayet: O şeytanların, Süleyman’ın krallığı hakkında okuduklarına/uydurduklarına tâbi oldular.Süleyman kâfir olmadı.Fakat o şeytanlar , insanlara sihri ve iki melek ile ilgili indirilmiş/döktürülmüş şeyleri – BABİL’e ait- harot marot u / Harot ve Marot u –(korku ve üzüntüyü/ Korkan ve Üzüleni) öğreterek kâfir oldular. O iki şey , kişiye « biz bir fitneyiz/ayartıcıyız, sakın kâfir olma! » demekten başka bir ders vermemekteler. İnsanların ise, o iki şeyden çıkardıkları ders, kişi ile eşinin arasını ayıracak şeylerdir. Onlar, Allah’ın izni (verdiği eylem serbestisi) hariç hiçbir kimseye sihir yoluyla herhangi bir zarar verememekteler; onlar, hem kendilerine zarar veren,hem de kendilerine yarar sağlamayacak şeyler öğrenirler. Sihre müşteri olan kimselere ahırette güzel muamele olmadığını bilmişlerdi. Uğruna benliklerini sattıkları o şey, ne de kötüdür; keşke bilseler.”

korku ve üzüntüyü [büyüden korkmayı; efsâne kahramanlarına üzülmeyi]

Korkan ve Üzüleni [Düşmüş melek efsâneleri]

“Fakat o şeytanlar , insanlara sihri ve iki melek ile ilgili indirilmiş/döktürülmüş şeyleri – BABİL’e ait- harot marot u / Harot ve Marot u –(korku ve üzüntüyü / Korkan ve Üzüleni) öğreterek kâfir oldular.”

Cümle kurallı cümle olduğu için Türkçe’ye çevirirken yüklem ifadenin sonunda. Hâl cümlesi (durum zarfı) “nasıl kâfir oldular?” sorusuna cevap teşkil edecek şekilde çevrilebilir:

           “…………. öğreterek kâfir oldular.”                                                                                       
                        Hâl (fiil cümlesi)


Şöyle anlaşılıyor: O şeytanlar(kötü kimseler), BABİL’e ait füsun ve efsâneleri –Harot ve Marot- u (füsundan dolayı korkmayı / efsane kahramanlarına üzülmeyi) öğreterek kâfir oldular.”

İfadenin en sonunda “harot marot” un kullanılması sonucu:

baştaki “şeytanlar” ve sondaki “Babil” ile arada belirtilenlerin; yani  hem füsunun ,hem de efsânin  Eski Babil Kültürü etkisi ile yaygınlaşmış birer şeytânî öğreti oldukları; dolayısıyla bunların gereksiz birer korku ve üzüntü  oldukları bilgisi veriliyor.


Açıklama:

İlk bölümde verilen bilgiler şunlar:

    1.  Onlar, o şeytanların Süleyman’ın Krallığı aleyhine  okuduklarına/uydurduklarına tâbi olular.

“mâ tetlû”: okudukları şeyler, anlamına da geliyor. Süleyman’ın Krallığı aleyhinde Kitabı Mukaddes’te şunlar yazılıdır:

  • Süleyman’ın babası Davut ve annesi aleyhinde :

Kitab-ı Mukaddes II.SAMUEL BÖLÜM 11

II.Samuel 11: 2, II.Samuel 11:3, II.Samuel 11:4, 

II.Samuel 11:5 ve II.Samuel 11:14, II.Samuel 11:15

  • Süleyman aleyhinde :
Kitab-ı Mukaddes 1. KRALLAR  BÖLÜM 11
 1. Krallar 11: 4,        1. Krallar 11:5,         1. Krallar 11:6)
     2. Süleyman kâfir olmadı.
     3. Fakat o şeytanlar füsun ve efsaneleri öğreterek kâfir oldular.   
     4. Füsun ve efsanenin beslendiği yer Babil’dir. (Eski Babil Putperest Kültürü)
  
     Süleyman’ın krallığı aleyhine okunanlara, Babil’in füsun ve efsâne öğretileri neden oluşturmuştur.
      5. En sondaki “harut ve marut” ile füsun ve efsane genelleşiyor. Bu ifade ile “korku-üzüntü / Korkan-Üzülen” konulu tüm füsun ve efsâneler birlikte değerlendirilmiş oluyor. 

“Harut”, “Marut” sözcüklerinin anlamları:

Arapça ‘da “o” seslendirimi yerine “u” seslendirimi var; yani “Harot ve Marot” ‘taki “o”lar , “ötre” ve“vav” ile “Harut ve Marut” olarak seslendirilir.)


harut marut için Kitabı Mukaddes’te geçen “harot ve marot” yer isimlerinin anlamları incelendiğinde harut marut; korku/korkan, üzüntü/üzülen şeklinde bir anlama geliyor.

Hakimler 7:1 Yerubbaal –Gidyon- ile yanındaki halk erkenden kalkıp Harot Pınarı’nın başında ordugah kurdular. Midyanlılar’ın ordugahıysa onların kuzeyinde, More Tepesi’nin yanındaki vadideydi. Mika 1:12 Marot’ ta yaşayanlar kurtulmayı sabırsızlıkla bekliyor. Çünkü Rab’ bin gönderdiği felaket Yeruşalim’ in kapılarına dayandı.

(Hakimler 7:1)     harot  -(harut)  : hayret,şaşkınlık; korku , korkan
(Mika 1:12)         marot –(marut) : acı,keder;büyük üzüntü,üzülen  

“Babil” ifadesinden sonra gelen “harut marut”; hem özel hem de cins isim olarak anlaşılır. Çünkü Arapça harflerde büyük harf, küçük harf şeklinde bir karakter ayrımı yoktur.Özel isimler de, cins isimler de aynı harfle yazılır.

Bundan dolayı; “harut marut (korku ve üzüntü)”ile –Küçük harflerle- füsunun; “Harut Marut” (Korkan ve Üzülen)ile–Büyük harflerle- ilgili türden efsânelerin birer fobi oldukları anlaşılıyor.