Tartışma:Reenkarnasyon
Vikipedi, özgür ansiklopedi
== Karma İnancına Göre Reenkarnasyon Nedir? ==
Karma felsefesinin bir sonucu olarak reenkarnasyon, -yani bir insanın öldükten sonra başka bir bedenle dünyaya tekrar geldiği- inancı Hint dinlerinde çok köklü olarak yerleşmiştir. Karma ve reenkarnasyon arasındaki ilişki Dinler Tarihi isimli kitapta şöyle açıklanmaktadır: ... Sonunda sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, elçilerimiz onun 'hayatına son verirler.' Onlar kusur etmezler. Sonra gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O,hesap görenlerin en süratli olanıdır. (Enam Suresi, 61-62)
Karma doktrinine bağlı olarak tenasuh, yani ruhun bir bedenden ötekine geçtiği inancı doğdu. Böylece ölümden sonra devamlı var olma, ruhun bedenden ayrı olduğu fikri gelişmiş oldu. Bu inanışa göre, ruh kendi derecesi içinde yüksek veya alçak olarak doğar. İnsan yaptıklarına göre hayvan, bitki, insan veya tanrı şeklinde doğar. (Buna göre insan kendi kaderinin mimarıdır.) Bu doğuş, bir sebep sonuç ilişkisi içinde gerçekleşir. Manevi ve ahlaki karşılık, yani yapılanların sonucu ruhun tenasuhu ile mümkün olur. Sonraki hayatta mutlu olmak, doğru harekete bağlıdır. Her şahıs, işlerinden sorumludur. Ölümden korkmaya gerek yoktur. Devamlı yeniden doğuşlarla insan, arzularına ulaşır, devamlı bir tatmin elde eder. O, tanrı Brahma'da yaşar. Bu inanışın Hintliyi kuvvetli bir iyimserliğe ulaştırdığı ileri sürülmektedir.1
Görüldüğü gibi, Karma'da ahiret inancı yoktur; bunun yerine sürekli ölüp, tekrar dünya hayatında aynı ruhla, fakat yeni bir bedenle dirilme inancı vardır. Ancak bu, Allah'ın Kuran'da bildirdikleri ile çelişen, batıl ve sapkın bir inançtır (Burada ancak Müslümanlık inancına göre sapkın olduğundan sözediliyor, hangi inanç sisteminin ilahi, hangisinin sapkın olduğu hakkında genelleştirme yapılamaz.).
Bu felsefede dikkat çeken bir başka sapkın inanç ise, insanın bir ilah olarak da doğabileceğine inanılmasıdır. Bu, tarih boyunca inanılan en batıl ve gerçek dışı iddiadır. Böyle bir iddia açıkça Allah'a şirk koşmak anlamına gelmektedir. Oysa açıktır ki, hiçbir insan ilah olamaz; tek bir İlah vardır ve O, doğurmamış ve doğurulmamıştır. Tüm kainatın ve canlıların sahibi, yaratıcısı, koruyucusu ve ilahı Allah'tır. O'nun eşi ve benzeri yoktur. Rabbimiz olan Allah, bu gerçeği Kuran'ın İhlas Suresi'nde şöyle bildirir:
De ki: O Allah, birdir. Allah, Samed'dir (herşey O'na muhtaçtır, daimdir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır). O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir. (İhlas Suresi, 1- 4)
Bunun dışında bir inanca sahip olanlar doğru yoldan sapmışlardır ve dünyada da ölümden sonraki hayatta da zarardadırlar.
KURAN'DA REENKARNASYON YOKTUR, ÖLÜM VE DİRİLME BİR KEREDİR
Reenkarnasyon hiçbir ilahi kaynağa dayanmayan batıl bir inançtır. Ancak sadece Hint dinlerinde değil, dünyanın her yerinde reenkarnasyona inanan, daha doğrusu reenkarnasyonun doğru olmasını isteyen insanlar bulunmaktadır. Bunun nedeni, dine inanmayan, ahiretin varlığını inkar eden, ölümden sonra yok olmaktan veya sonsuza kadar cehennemde kalmaktan korkan insanların, reenkarnasyonu, bu korkularını yenmek için bir çıkar yol olarak görmeleridir. Çünkü reenkarnasyon inancının temelinde de ölümden korkmamak gerektiği ve insanın yeniden doğuşlarla arzularına ulaşabileceği yönünde gerçek dışı bir telkin yatmaktadır.
Oysa Kuran'da ölümün ve dirilişin bir kez olduğu bildirilmektedir. Her insan dünyada sadece tek bir hayat yaşar, bu hayatından sonra ölür ve ölümünden sonra tekrar diriltilerek, dünyada tüm yapıp ettiklerine göre sonsuza kadar cennette veya cehennemde kalmayı hak eder. Yani insanın bir dünya hayatı, bir de sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı vardır. İnsanların öldükten sonra dünya hayatına geri dönemeyecekleri Kuran'da çok açık olarak bildirilmektedir:
Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız (haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler. (Enbiya Suresi, 95)
Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki: "Rabbim, beni geri çevirin. Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır. (Mü'minun Suresi, 99-100)
Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir... (Al-i İmran Suresi, 185)
Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi, insanların bir bölümü ölüm ile karşılaşınca, tekrar dirilme ümidi içinde olacaklardır. Ancak, kendilerine bunun kesinlikle mümkün olmadığı o an açıklanacaktır. Allah bir başka ayetinde insanların ölümü ve diriltilmesi ile ilgili şunları bildirir:
Nasıl oluyor da Allah'ı inkar ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi o diriltti; sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir ve sonra O'na döndürüleceksiniz. (Bakara Suresi, 28)
Yukarıdaki ayette görüldüğü gibi, insan başlangıçta ölüdür, yani yaratılışının temeli başlangıçta, toprak, su, çamur gibi cansız maddelerden oluşmaktadır. Daha sonra Allah bu cansız yığına "bir düzen içinde şekil verip" diriltir. Bu dirilişten belli bir süre sonra insan, yaşamı sona erince tekrar öldürülür ve toprağa geri döner, çürüyüp-ufalanıp toz haline gelir. Bu da insanın ikinci defa ölü haline geçişidir. Geriye ise son kez diriltilmesi kalmıştır. Bu da ahiretteki dirilmesidir. Her insan ahirette diriltilecek ve bir daha geri dönüşün mümkün olmadığını anlayarak, dünyada yaptığı herşeyin hesabını verecektir.
Diğer ayetlerde de insanın dünyaya geldikten sonra tek bir ölümden başka ölüm tadmayacağı şöyle bildirilir:
Orda, ilk ölümün dışında başka ölüm tadmazlar. Ve (Allah da) onları cehennem azabından korumuştur. Senin Rabbinden, bir fazl ve (lütuf) olarak. İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş' budur. (Duhan Suresi, 56- 57)
Yukarıdaki ayetler, ölümün sadece bir kez olduğunun görülmesi açısından son derece açık ve kesindir. İnsanlar her ne kadar ölüm ve ahiret korkularını yenmek ve kendilerini teselli etmek için reenkarnasyon gibi batıl inançları kabul etmek isteseler de, gerçek olan, öldükten sonra bir daha dünyaya gelmeyecekleridir. Her insan sadece bir kez ölecektir ve bu ölümünden sonra, Allah'ın takdiri olarak sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı başlayacaktır. Allah her insanı dünyada yaptığı iyilik veya kötülüklere göre, cennetle ödüllendirecek veya cehennemle cezalandıracaktır. Allah, sonsuz adalet sahibi, sonsuz merhametli ve şefkatli olandır ve herkese yaptığının karşılığını eksiksiz olarak verendir.
Ölümden veya cehenneme gitme ihtimalinden korkarak, batıl inançlarda teselli aramak ise, hiç şüphesiz insana çok büyük bir yıkım getirir. Akıl ve vicdan sahibi bir insan, bu yönde bir korkusu varsa, cehennem azabından kurtulup cenneti umabilmek için samimi bir kalple Allah'a yönelmeli ve insanlar için tek hidayet rehberi olan Kuran'a uymalıdır.
[değiştir] doğrulanabilirlik ilkesi
katkıda bulunan kullanıcıyla olan mesajlaşmayı buraya ekliyorum --kibele 12:32, 29 Kasım 2006 (UTC)
- merhaba, vikipedi'ye katkıda bulunmaya devam etmek istiyorsanız, yardım sayfalarını biraz okumanızı öneririm. reenkarnasyon maddesine yaptığınız katkı ansiklopedik olmaktan uzak görünüyor, kişisel yorumlar var ve kaynaksız. katkılarınızı yaparken bunlara dikkat etmenizde yarar var. kolay gelsin. --kibele 11:36, 29 Kasım 2006 (UTC)
- reenkarnasyon hakkında yazdıklarımın kendi düşüncelerim olduğu doğrudur. çünkü reenkarnasyonu tanımlayabilen mevcut değildir. olsaydı onları kaynak gösterirdim.sadece benim fikirlerime yakın ve destekleyen zihnin kudreti adlı bir kaynak var tabi o kaynakta reenkarnasyondan bahsedilmiyor sadece insan beynin algılama hataları yapabileceğinden bahsediyor not:yazdıklarım kendi fikirlerim insan kendi fikirlerim ve gözlemlerim yazdıklarımın bu işin uzmanlarınca değerlendirileceği kanaatindeyi bilgi paylaşarak çoğalır illa bir yerden kopyalanarak değil.ilginiz için simdiden teşekkürler
-
- maalesef vikipedi'de özgün çalışmalara, fikirlere yer veremiyoruz. doğrulanabilirlik ilkesi temel taşlardan biridir. bir yerden kopyalamaktan değil, paylaşılmış bilginin buraya aktarılmasından söz ediyoruz. fikirlerinizi uzmanlarıyla tartışabileceğiniz başka ortamlar bulabileceğinizden ve geliştirebileceğinizden eminim. bunun sizin düşüncelerinizle ilgili özel bir yorum olmadığını anlayacağınızı ve başka kaynaklardan doğrulanabilecek (ama kesinlikle kopyalayarak değil!) bilgileri eklemeye devam edeceğinizi umuyorum. iyi çalışmalar. --kibele 12:27, 29 Kasım 2006 (UTC)
-
[değiştir] maddenin içinden çıkartılan özgün çalışma
reenkarnasyonun nedenleri Yeniden doğma olarak bilinen reenkarnasyon aslında kişinin bir algılama hatası ile ortaya çıkan bir durumdur. Bu algılama hatasının başlıca sebebi kişinin bir olay karşısında beş duyu organı ile olayı algılaması sırasında iki farklı algılama meydana gelmesi ile olur; aynı olayı iki beyin yarım küreleri farklı olarak algılar. olay içerik olarak birebir aynı olmakla birlikte insan hafızasına kayıt ediliş süreleri farklı farklı olmaktadır . peki bu nasıl olabilir? kişinin beyin yarım küreleri bir olay karşısında biri diğerinden önce olayı kayıt edebilir mi? Araştırılması gereken önemli bir mesele bence birinci kayıttan sonra belki saniyenin onda biri bir süre içinde ikinci algılamayı kaydetmeye başlar. ikinci kayıt bittikten sora insan olay üzerinde düşünmeye başlaması ile birlikte hafızasında iki farklı kayıtın olduğunu fark eder . merkezi beyin kayıtları karşılaştırırken iki kayıtında birbirini tuttuğunu fark eder. Fakat işte can alıcı bir nokta kayıtların arasındaki süreyi hesaplayamaz bir kayıtın önce diğerinin sonra oluştuğu dışında , kayıtlar arası zaman farkını tespit edemez ve geçmisini bir tarar ki böyle bir olayla geçmişte karşılaşmamış o zamanda hayal kurmayı seven beynimiz yine bize senaryolar yazmaya başlar. mesela bu senaryolar “ Ben bu şehri önce görmüştüm ben şu kişi ile önceden konuşmuştum. Bu olayı önceden yaşadım. “ gibi o an yaşadığı olayları algılama hatası yüzünden önceden de yaşadığını sanır. Bazı toplumlarda bu zihin yanılmaları dini inanışlarla kültürel anlayışlarla da desteklendiği zaman insanlar daha önce yaşadığını sanmaktadır. Fakat bütün vakalar böyle değildir.Bazıları da ilgi çekmek isteyen kişilerin uydurmalarıdır, Gelelim batı dünyası bunu niye fark etmemiş ya da fark etse de bu konuda bilimsel bir araştırma yapmamıştır.Ama öyle değil. Batı kaynakları incelendiği zaman bu araştırmaların yapıldığı hatta yeniden doğma ya da ölümden sonra dünyaya yeni bir vücut ile gelme olayının koca bir yalan ve aldanma olduğu tespit edildiğini bazı batı kaynaklı kitaplardan anlayabilmekteyiz. Fakat bunu insanlıktan niye sakladıklarını hayli düşündükten sonra bulmaktayız .Dünyada 6 milyar insan yaşamakta ve bu 6 milyar insanın nerdeyse yüzde sekseni yeniden dirilmeyi temel almış inanışlara mensup hatta hiristiyanlık, musevilik ve islam dininin bazı sapmış tarikatları dahi kur'an da aksi söylendiği halde ölmüş bir kişinin yeniden dünyaya gelebileceği gibi bir görüşe kapılarını kapatmamıştır. ( örnek Hz isa,Hz Hızır, vs.) nerdeyse tüm dünya benim tespit ettiğim şaman kökenli bu düşünceyi inanışlarına sokmuş ve yaşatmaktadır. Bilim adamları 6 milyar insana sizin , binlerce yıldır yaşatmış olduğunuz inanışlarınız yanlıştır diyememekte. Özellikle Çin ve Hindistanda sosyal hayat bile bu inanışlarala şekillenmiştir. Bu gibi toplumların tepkisini çekmemek için yeniden dirilmeyi ne var nede yok dememektedirler. Hatta günümüzde bu inanışı bir malzeme gibi kullanarak bundan kazanç elde etmektedirler.Örneğin yapılan filimler, yazılan kitaplar , falcılık ,ruhçuluk, bu kaynaktan beslenen faaliyetlerdir. Reenkarnasyonun olmadığının ispatlanması ,kabulü bu kaynaktan beslenen milyonlarca kişiyi, gurubu zümreyi sarsıcaktır. O yüzden reeankarnasyon yani tekrar dirilmenin olmayacağını bir deneyle bile ispatlasanız iyimser bir tahminle bunu dünya nüfusunun yüzde seksenden fazlası kabul etmeyecektir. Bizim insanımızın yapması gereken zaten islam dininde ve sosyal yapımızda yeri olmayan bu düşüncenin toplumumuza girmesini engellemektir . ayrıca bu gibi toplumlara enjekte edilmek istenen düşünceler bir sömürü aracı olarak rahatlıkla kullanılmaktadır. ( bu kısım kullanıcı:Duskunahmet tarafından yazılmış olup maddenin içerisinden çıkartılmıştır Delamorenamesaj 12:37, 29 Kasım 2006 (UTC))
Reankarnasyonun kanItlanmasI icin, dünyadaki bütün insanlarIn bir yere toplanIp, birbirlerini görüp "aa, sen benim ölmüs dedemsin", "benim köpegim Hitler olmalI" gibi bir seyler diyebilcek seyler tespit edilebilinirse, o zaman reankarnasyon kanItlanmIs olur, fakat zaten böyle seyler asla tespit edilemiyecektir. Evet, insanlarIn huylarI birbirlerine benzeyebilirler, insan bir kisiyle görüstügünde, o kisiyi baska birine benzetip (veyahutta o kisiyi sokakta farketmeksizin görüp), bu kisiyi daha önce gördüm diyebilir. YasadIgI olayI, daha önceki olaylara benzetmis olabilir. Insan empati sayesinde "baskalarI olabilme" yetenegine sahip oldugundan, belki bazI insanlar gercekten de "bir zamanlar baskalarI" oldugu hissine girebilir, veyahutta öyle sanabilir. Empati zaten bir hayalgücünden ve benzetmelerden ibarettir. Her insan birbirlerine, ve her olay birbirlerine benzedigi icin de, insanlar empati kurabilirler. Bence reankarnasyonistlerin "önceki hayatInI hatIrlama" dedikleri sey, benzetmeler ve hayalgüclerinden baska bir sey degildir.
Mesela, bir insanIn kimseye anlatamadIgI, fakat hayatInI felc etdigi bir derdi vardIr, bu dert psikolojik rahatsIzlIklara, ve davranIsInIndaki bozukluklarIna, "olmak istedigi gibi olamamasIna" sebep olur. "Sen neden böyle oldun" dedikleri zaman derdinin asIl nedenini söyleyemez, ve yalan söyler (mesela mobbingzede cocuklar eve gelip anne-babalarIna okulda basIna gelenleri anlatamaz, cekinir. IdrarsIzlIk gibi sorunlar da böyle gizlenebilir). Bu dert öyle gIcIk, gizli kalmasI gereken, öyle ayIp (ayIplanan) bir derttir ki, bu derdin varlIgInI kabul etmek kendi kendine bakIşInI, identitesini tehdit etdiginden bu derdin, rahatsIzlIklarIn asIl kaynagInIn varlIgInI bile kabul etmek istemez. "Keske bu dertlerimin, bu rahatsIzlIklarImIn asIl kaynagI baska bir sey olsaydI, mesela savas, iskence gibi seyler olsaydI, cünkü savas mazuru olmak, iskence mazuru olmak cirkin bir ayIp degildir" gibi düsüncelere kapIlIr, ve savas mazuru olmus gibi fanteziler kurarak gecmisini, gercekleri unutup, gecmisinde savas mazuru oldugunu kendisine inandIrmayI dener. Kendisinin savas mazuru olmadIgInI bilip, bunun zIddInI kendisine inandIramayIslak, bunlarI önceki hayatInda yasadIgInI kendine inandIrIr, önceki hayatInda kendisinin mesela savasta öldügüne inanmaya baslar, ve böyleleiksire kendisini bu identite krizinden kurtarmIs olur. Buna benzer olaylar bir cok insanIn basIna gelmistir. Cünkü bir insanIn identitesini tehdit eden, hic aCIklanmIyan bircok hastalIklar vardIr, mesela OKD (OCD) buna benzer. Fakat bir insan bir seye inanmasI zevkli oldugu icin degil, hakikat oldugu icin inanmalIdIr.
BazI insanlar rüyalarIn bunu gösterdigini, ve hipnoz edilirken insanIn önceki hayatIna varIlabilindigini iddia ederler. Madem öyle, bu önceki hayatlarInda olduklarI sahIslarIn kim olduklarInI da bulmalarI gerekmez mi?
Eski yunan felsefecilerine bakarsak, ölümden sonra insana, insanIn ruhuna ne olacagI konusunda tereddüt etdiler. Ölümden sonra insana ne olacagI konusunda dört türlü inanc cIkmIs olabilir:
- Ölümden sonra yeni ve baska ebedi bir hayat vardIr. Peki bu hayat nasIldIr, belki bu samanlar bunu bildiren peygamberlere inanmamIs, veyahutta peygamberlerin bildirdiklerini unutmus olabilirler.
- Ruh yoktur, ve insan öldükten sonra yok olur inancI. (peki ebedi yok olmak nasIl bir seydir acaba? Bu inanc ölüm korkusuna veya intihara neden olabilir).
- Ruh bos gezer durur inancI. (bu durum yukarIdaki ikinci maddeye cok benzer, ve akla su soruyu da getirir: peki daha önce kimseden izin almadan bedene girmiS bir ruh, neden tekrar baska bir bedene giremesin ki?)
- Reankarnasyon, bu sorunun en basit bir cevabI olmasI gerek. InsanlarIn bu zor dünyadan kurtulmak icin intihar etmelerini önlemek icin, onlara yeniden bu zor dünyada dogacaklarI inandIrIlmIs olabilir.
Doguda (Cin ve Hindistan) dünyanIn cok zor ve cirkin oldugu anlasIlIr. Bu dünyada güzel bir hayat belki düsünülmez bir seydir, baskar bir dünyaya da inanmamIslardIr. InsanlarIn bu zor dünyadan kurtulmak icin intihar etmelerini önlemek icin, onlara yeniden bu zor dünyada dogacaklarI inandIrIlmIs olabilir. Mesela Budizm'de Nirvana'ya ulasmak, bi tür bu zor dünyadan kurtulmaya, intihar etmeye benzer. Hinduizm'de ise, adaletsiz bir sistemi adaletleStirmek icin uydurulmus olabilir. Bu iki dindede amac, bu kötü dünyadan ve cekilmez reankarnasyondan kurtulmak bir amactIr. BazI sapIklar (sözde müslümanlar) ise, kendilerine günah islemeye izin verebilmek icin ve dünyaya düskün oldukarI icin, "Allah bu sekilde adalet saglamIs olamaz mI" diyebiliyorlar. Onlar herseyin bu dünyada olup bitmesini istiyorlar.
BatIda ise dünya cok hosdur, insan yasamayI, fakat güzel bir hayat yasamyI ister. Reankarnasyon bunlara bir ödül gibi gelebilir. "HayatIm kötü gecti, neyseki bir cok hayatIm daha var" düsüncesi gibi.
Bence reankarnasyona inananlar, su sebeplerden inanIyor olabilir (celiski olabilir):
- Gayba (Cennete, Cehenneme) inanmadIklarIndan
- Mükemmel bir hayat hayal edemediklerinden, Allah'ü Teala'nIn kendilerine Cennette mükemmel bir hayat verebilecegine inanmazlar. Halbuki Allah'ü Teala her seye Kadirdir.
- Dünya'dan hoslanIp, dünyayI bIrakamadIklarIndan.
Insana acI veren de insan, tatlI veren de insandIr. Bir insanIn rahatI, baska bir insanIn acIsIna cok kez sebep olur. Bir insanIn iyi olmasI, fedakarlIk yapIp, sabr edip acI cekdirir, kötü olmasI ise, keyfine bakIp, cok mal mülk söhret dolu cok rahat bir hayat yasatIr. Reankarnasyon olsaydI(ve herkes buna inansaydI), adalet filan olmazdI. Bu hayatta ezilen iyi bir mazlum, sonraki hayatta cok iyi bir lider olup, acI cekmeye devam ederdi (hem adalet yerine filan da gelmezdi, önceki hayatlarInda zengin olup zulüm etmiS fakirler cezalandIrIlmamIs olurlardI), veyahutta zalim bir lider olup, zulmü yüzünden sonraki hayatta tekrar ezilirdi. Zengin bir insan "bunlar benim önceki hayatImdan kalan hakkIm" deyip, cimrilik müsriflik yapardI. Insanlar yukarI asagI oynar dururdu, bir hayatI iyi, bir hayatI kötü gecerdi. Herkes iyilik yapIp, sonraki hayatlarda daha güzel bir hayat yasamak icin cabalasaydI, dünyada büyük medeniyetler kurulurdu, ve muhakkak birtakIm insanlar calIsmaktan bIkIp, fIrsatI ele gecirip, herkese zulüm ederlerdi, büyük zulümler baslardI. (DünyanIn cennet olamIyacagI ilim ile tespit edilir). Eger Moksha veya Nirvana gibi reankarnasyondan bir cIkIs olsaydI, yeryüzünde varlIklarIn azalmasI lazIm gelirdi. Zenginlik, Moksha'ya yaklastIgIna, fakirlik'te Moksha'dan uzak olduguna alamet olurdu, zenginler üstün, fakirler asagI olurdu. O zaman dünya, ici cIkmak isteyen insanlarla dolu derin bir kuyuya benzerdi. SaglIklI zengin bir insan, dünyada zengin kalIp, ne oldugunu bilmedigi, dönüsü olmIyan Nirvana'ya gitmek istemezdi. KIyamet de olsaydI imtihan bir degil cok olurdu, ve gevseklik olurdu. Hem bir insanIn hic bir sey hatIrlamadIgI önceki hayatIndan dolayI sorgulanmasI ve acI cekmesi ne kadar cirkin olurdu? Bütün bu Reenkarnasyon inanclarI hep sacmalIklarla dolu. İslamiyet'de ise saçmalık olmaz.
--Yalansöylemez 02:56, 21 Aralık 2006 (UTC)

