İbn Kayyım el-Cevziyye
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Tam ismi Muhammed b. Ebu Bekr b. Eyyub b. Sa'd b. Hariz olan İbn Kayyım, Şam'a bağlı Havran kazasının günümüzde Ezra adıyla anılan Zer'a köyünde dünyaya gelmiştir. Kendisine "Dinin güneşi" anlamına gelen "Şemşuddin" lakabı da verilmiş olan İbn Kayyım, 1292-1350/691-750 yılları arasında yaşamıştır. İbn Kayyım, pekçok ilim dalında eserler veren çok yönlü bir âlim olmasını, belki de onlarca üstattan ders almasına ve yine kendisi de çok yönlü bir âlim olan İbn Teymiyye'nin en parlak öğrencisi olmasına borçludur. Öğrendiği ilim dallarının her birini zamanının en ünlü âlimlerinden okumuştur. İbn Kayyım, fazileti ve ilme bağlılığıyla tanınmış olan bir ailede yetişerek, başta dine dair ilimler ve dilbilim olmak üzere pekçok alanda ders verme seviyesine ulaşıncaya dek başarıyla tahsiline devam etmiştir. O, bilahere Sadriye medresesinde ders okutmuş ve bir müddet de "Cevziyye"de imamlık yapmıştır. İslâm âleminin içte anarşi ve kaosla çalkalandığı ve dışta da Moğol-Tatar tehditleri altında yaşadığı bir döneme yetişen İbn Kayyım, Kur'an'a ve Sünnet'e yönelerek birlik ve beraberliğe çağırmiş, ayrılığa şiddetle karşı çıkmıştır. Öncelikle, İslâm dininin kaynaklarına, bozucu yeniliklerden (bid'at) uzak bir tavırla yaklaşarak sahabîlerin görüşlerine bağlanmayı hedefleyen İbn Kayyım'a göre Hz. Peygamber'in asıl mirası da budur. İbn Kayyım, körü körüne taklide karşı çıkmış, bilime ve gerçeğe olan bağlılığı nedeniyle araştırmaları neticesinde varmış olduğu sonuçları neye mal olursa olsun açıklamaktan kaçınmamıştır. İbn Kayyım'ın en ayırıcı vasıflarından biri, düşünce özgürlüğüne yönelik çağrısıdır. Ona göre bu, yaşadığı toplumun en âcil ihtiyacıydı. Bu yüzden kuru taklide karşı çıkarak içtihadı savunmuştur. Bu düşünceleri ve tavırları sonucunda İbn Kayyım, çeşitli baskılara ve eziyetlere maruz kaldığı gibi defalarca hocası İbn Teymiyye ile birlikte zindanlarda ayrı hücrelere kapatılmış ve ancak hocasının vefatı üzerine tutukluluktan kurtulabilmiştir. İbn Kayyım, tüm bu olumsuz koşullar içinde dahi çok değerli öğrenciler yetiştirmeye ve eser vermeye devam etmiştir. Öğrencileri arasında hadis, tefsir ve tarih bilgini İbn Kesir (ö.774 h.) ile Hanbelî mezhebinin meşhurlarından tabakat yazarı İbn Receb (ö. 794 h.) akla gelen iki isimdir. Çağdaşları tarafından, yaşayan bir ansiklopedi olduğu söylenen İbn Kayyım, 751/1350 yılı Recep ayında Şam'da yatsı ezanı vakti vefat etmiştir. Emevî Camii'nde namazı kılınarak Babu's-Sağir isimli yere ebeveyninin yanına defnedilmiştir. Ardında fıkıh, usûl, siyer ve tarih gibi ilim dalları başta olmak üzere pekçok konuda her biri yüksek bilimsel değere sahip elliyi aşkın eser bırakmıştır. Bu değerli eserlerden bazıları şunlardır: Zâdu'l-Meâd, Medâricu's-Sâlikîn, Bedâiu'l-Fevâid, Kitabu'r-Rûh, Ed-Dâu ve'd-Devâ, Fazlu'l-İlm, İ'lâmu'l-Muvakkıîn, Ravdatu'l-Muhibbîn ve Nuzhetu'l-Müştâkîn.
Ravdatu'l-Muhibbîn ve Nuzhetu'l-Müştâkîn adlı eseri, Türkçe'ye Âşıklar Kitabı adıyla; Medaricu's Salikin adlı eseri Kur'ani Tasavvufun Esasları adıyla tercüme edilmiştir.

