Tartışma:Medya:dosya.ogg

Vikipedi, özgür ansiklopedi


                        Selim Cürükkaya
1954 yılında Bingöl'ün Yamaç ilçesine bağlı Tuunst köyünde, orta halli bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk okulu 1965 yılında bu köyde bitirdi. Köyde başka okul olmadığından okumaya ara verdi. 1970’de Tuunst’da meydana gelen toprak kaymasından dolayı Bingol’ün Kürtçe adıyla Cilkani (resmi adı Yenikoy) köyüne yerleşti. Ortaokulu bu köyde bitirdi. Daha sonra Bingöl`de yatılı okul imtihanlarına katıldı. 1974 yılında Tunceli öğretmen okuluna kaydını yaptırdı. Buradaki öğrenci olaylarına aktif katılımıyla öne çıktı. 1978 yılında öğretmen okulundan mezun olup, aynı yıl Aysel Öztürkle evlendi. Yine bu dönemde siyasi olaylara karıştığından dolayı aranmaya başlandı.
    
     Üç yıl çeşitli illerde illegal olarak yaşadı. 1 Mayıs 1980 günü Diyarbakır'da bir ihbar sonucu gözaltına alındı. 24 gün sonra çıkarıldığı bir sıkıyönetim mahkemesince PKK üyesi olmaktan tutuklandı.
    
    12 Eylül 1980 darbesinden bir müddet önce ünlü Diyarbakır zindanına nakledilerek 10. Koğuşa konuldu. Bu cezaevinde tutuklulara yapılan zulme karşı direnenlerle birlikte hareket etti. Bundan dolayı yedi yıl gibi uzun bir zaman 35. koğuş olarak bilinen hücre bölümünde kaldı. Cezaevinde uygulanan sistematik işkenceyi ilk kez sekiz sayfalık bir dilekçeye aktardı ve dilekçeyi donunda saklayarak askeri mahkemeye getirip mahkeme heyetine sundu. Yine 1993 yılında cezaevinde uygulanan işkenceleri izah eden 147 sayfalık savunmasını yazılı olarak askeri mahkemeye verdi.
  
   Yazar uzun bir süre -cezaevi koğuşlarından tecrit edilmiş  hücrelerde kaldığından, 1983 yılının sonuna kadar koğuşlarda olan bitenlerden tam olarak haberdar değildi. Ancak 1983 Eylülü’nden sonra başgösteren direniş sonucu cezaevi idaresi tutukluların ileri sürdükleri koşulları kabul ettiğinden, koğuşlar arası alışveriş imkanları ortaya çıktı. Bu dönemde Selim Çürükkaya’nın editörlüğünde cezaevindeki tutsaklara yönelik CANDIYA BERXWEDAN isimli bir dergi yayınlanmaya başladı. Dergi aracılığıyla ilk kez cezaevinin  39. koğuşunda üç yıl boyunca uygulanan bütün olaylar ve yöntemler öğrenilmiş oldu..
  1984'de koğuşlararası görüşme imkanı ortaya çıkınca, Selim Çürükkaya Diyarbakır cezaevinin bütün koğuşlarında üçer kişilik bir komisyon kurarak tutsaklardan, koğuşlarda yaşanmış bütün olayların detaylarını yazmalarını istedi. Ve bütün belgeleri toplayıp okuduktan sonra, orada 3 yıl boyunca yaşanan bütün olaylari iki ciltlik belgesel bir roman olarak yazdı ve adını 12 Eylül Karanlığında Diyarbakır Zindanı koyarak yayımladı.
  27 Nisan 1991 tarihinde cezaevinden tahliye olan Çürükkaya bir ara İstanbul’da gazetecilik yaptı ve aynı dönemde mizah yazıları, politik makaleleri ve bir tiyatro eseri yayımlandı. 1991 yılının Haziran ayında Atina’ya, sonrasında ise Bekaa vadisine giden yazar, orada Abdullah Öcalan’ın PKK’yi parti olmaktan çıkarıp bir tarikata dönüştürdüğünü fark ederek rahatsızlığını belirtti, bu nedenle kısa süreli göz hapsine alındı.
  Bir yıl kadar PKK içinde değişiklik yapmak için uğraştı Ulusal Meclis ve bir Kürt televizyonunun kurulması için çabalar harcadı, Avrupa'da yayınlanan bazı Kürt gazetelerinin yöneticiliğini yaptı. Ulusal irade olarak Öcalan yerine Kürdistan Ulusal Meclisi’nin esas alınması yönündeki

çabalarından otürü ŞAM`da tutuklanarak Bekaa vadisinde cezaevine konuldu. İki ay sonra buradan firar eden Çürükkkaya, Beyrut`a gitti, burada Suriye istihbaratı tarafından tutuklanma tehlikesi ile karşılaşınca Kızılhac’a sığınarak, üyesi olduğu PEN’den yardım istedi. PEN, Birleşmiş Milletler, Alman Gazeteciler Birliği'nin yardımıyla Almanya`ya döndü ve Beyrutta kaldığı dört aylık süre içinde kaleme aldığı Apo’nun Ayetleri adlı kitabını yayınladı (14 Temmuz yayınlari, İsveç). Kitabı okuyanlar Öcalan yandaşları tarafindan saldırıya uğradığı ve yazar hakkında da bizzat Öcalan tarafından ölüm fetvası verildiği için, kitap daha çok ilgi uyandırdı ve bir süre sonra Almanca çevirisi yapılarak Fischer Verlag tarafından yayınlandı. Ardından çok sayıda Alman televizyon kanalı kitapla ilgili Selim Çürükkaya ile röportajlar yaptı. Ünlü Alman yazar Günter Wallraff kitaba önsöz yazdığından O da Ölüm tehditleri aldı. Lübnan'da zor günler yaşayan Selim Çürükkaya'nın durumunu PEN merkezine bildirdiği gerekçesiyle ölümle tehdit edilen Kürt PEN'in başkanı Hüseyin Erdem de uzun bir süre dikkatli yaşamak zorunda kaldı.

1988 yılında GÜVERCİNİ DE VURDULAR adını taşıyan romanı yayınlanan Selim Çürükkaya 2000 yılında Almanya PEN merkezi tarafından Exil program çercevesinde üç yıllığına misafir edildi. Ve son yazdığı romanın bir bölümü “Lib wohl meine taube” başlığı altında PEN centrum tarafından yayınlanan STIMEN AUS DER EXIL adlı kitapta Almanca olarak yayınlandı.

Selim Çürükkaya şu anda Almanya'da politik mülteci olarak yaşıyor.